S AY I / ISSUE 2 • EKÍM / OCTOBER 2021
rV
¡mtîyaz SAHiBi | Proprietor Burhan ÇAGLAR
SORUMLU YaZI i$LERi MüDÜRÜ | Managing Editor Ömer Faruk CAN
S
-a
Osmanli ara§tirmalarina münhasir, alti ayda bir (Nisan ve Ekim) ne§redilen, agik eri§imli, gift kör hakem sistemli akademik dergi
Double-blind peer-reviewed open-access academic journal published semiannually (April and October) in the fields of Ottoman Studies ^
SAYI | ISSUE 2 • EKiM | OCTOBER 2021 ^ ^
a
£
iRTiBAT | Contact Kadim • Sakarya Üniversitesi
Esentepe Kampüsü, Fen-Edebiyat Fakültesi, C Blok, Ofis: 113, Serdivan/Sakarya (Turkey) 54050 Telefon | Phone • 00 90 264 295 60 15
Internet Adresi | Webpage • dergipark.org.tr/kadim • kadim.sakarya.edu.tr E-posta | E-mail • kadim@sakarya.edu.tr
Tasarim | Design Hasan Hüseyin CAN
Baski | Printed by
MetinCopyPlus • Arti Dijital & Baski Merkezi
Turkocagi Cad. 3/A Cagaloglu/Fatih/lstanbul
Basim TaRiHi | Print Date • EkiM | October 2021 ISSN 2757-9395 • e-ISSN 2757-9476 UcRETSiz | Free of Charge
Kadimdeki makaleler, Creative Commons Alinti-Gayriticari 4.0 (CC BY-NC) Uluslararasi Lisansi ile lisanslanmigtir. Bilimsel aragtirmalari kamuya ücretsiz sunmanin bilginin küresel paylagimini artiracagi ilkesini benimseyen dergi, tüm içerigine aninda açik erigim saglamaktadir. Makalelerdeki fikir ve görüglerin sorumlulugu sadece yazarlarina ait olup Kadim'in görüglerini yansitmazlar.
Articles in Kadim are licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 (CC BY-NC) International License. Kadim provides immediate open access to its content on the principle that making research freely available to the public supports a greater global exchange of knowledge. Authors are responsible for the content of contributions; thus, opinions expressed in the articles belong to them and do not reflect the opinions or views of Kadim.
Dergi Park
Edïtôr Editor-in-chief
Yayin KURULÜ Editorial Board
Yazim ve DiL EdïtOrlerI Writing and Language Editors
Tûrkçe Dil EdïtOrC Turkish Language Editor
Ïngïlïzce Dil EdïtOrlerI English Language Editors
Mïzanpaj EdïtOrC Layout Editor
Sosyal Medya EdïtOrC Social Media Editor
Yayin SekreterI Secretariat
Arif BÎLGÎN | Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi
Necmettin ALKAN | Prof. Dr., Sakarya Üniversitesi Fatih BOZKURT | Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Ömerül Faruk BÔLÛKBA§I | Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Kerim ilker BULUNUR | Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi Bü§ra ÇAKMAKTAÇ | Dr. Ögr. Üyesi, Sakarya Üniversitesi M. Talha ÇiÇEK | Doç. Dr., istanbul Medeniyet Üniversitesi Filiz DIGIROGLU | Doç. Dr., Marmara Üniversitesi Miraç TOSUN | Dr. Ögr. Üyesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi
Ômer Faruk CAN | Sakarya Üniversitesi Burhan ÇAGLAR | Sakarya Üniversitesi Burak ÇITIR | Sakarya Üniversitesi Bünyamin PUNAR | Sakarya Üniversitesi
Sedat KOCABEY | Sakarya Üniversitesi
irem GÛNDÛZ-POLAT | Sakarya Üniversitesi Hâcer KILIÇASLAN | Sakarya Üniversitesi
Hasan Hüseyin CAN | islâm Araçtirmalari Merkezi (iSAM)
Kasim BOLAT | Çankiri Karatekin Üniversitesi
Yusuf islam YILMAZ | Sivas Cumhuriyet Üniversitesi
Safavîlerde Vakif Müessesesinin Kurumsallagmasi ve §ah I. Abbas Vakiflari Üzerine Bir Tetkik
AN ExAMINATioN of THE formation of waqf institution in the safavid empire and the waqfs of shah abbas I
HASAN HÜSEYIN GÜNE?*
OZ ABSTRACT
Bu makalenin amaci Türkiye'de fimdiye dek pek çalifilma-mif olan Safavî vakiflarina dair bir tetkik yapmaktir. Makalede öncelikle, Safavî vakiflari hakkinda genel bir bilgi verilmiftir. Akabinde Çah I. Abbas'in vakiflarinin izleri literatürden takip edilmiftir. Mevzuya bahis Çah I. Abbas vakiflarini konu alan vak-fiyenin yazma nüshasi Iran arfivlerinden bulunmuf ve içerik ana-lizi yapilmiftir. Bu çerçevede, Safavî vakiflarinin sosyal ve iktisa-dî boyutlarinin üzerinde durulmasi gerektigi anlafilmif, kimi yer-lerde Osmanli ve Safavî devletlerinin vakif gelenekleri mukayese edilmiftir. Gerçekten de Osmanli vakiflari gibi Safavî vakiflarinin siyasal çehresi de sosyal ve iktisadî boyutlarini kufatacak ma-hiyettedir. Dolayisiyla makalede, Çah Ismail'den Çah I. Abbas'a dek Safavî vakiflarinin ne gibi iflevlere sahip oldugu tasvir edil-meye çalifilmif ve bu tasvirin Çah I. Abbas vakiflariyla tebellür et-mesi saglanmiftir.
Anahtar Kelimeler: Vakif, Safavî vakiflari, Çah I. Abbas vakiflari, Çiîlik.
This paper focuses on an understudied topic in Turkish academia: Safavid waqfs. It first gives general information about Safavid waqfs then traces the waqfs of Shah Abbas in the literature. To this end, it investigates a manuscript copy of Shah Abbas' waqfiyyah found in Iranian archives and analyses the content of this copy. Secondly, it asserts that the political, social, and economic aspects of Safavid waqfs are as crucial as ofthe Ottoman waqfs, and more studies are required to grasp the significance of the subject. Even the political features of these institutions were more comprehensive and prominent than other issues related to these institutions. Therefore, this paper lastly examines how the Safavid waqfs, between the reigns of Shah Ismail to Sah Abbas I, functioned politically by objectifying the waqfs of the latter ruler.
Keywords: Waqfs, Safavid waqfs, Waqfs of Shah Abbas I, Shiism.
MAKALE BiLGlSl | ARTICLE INFORMATION
Makale Türü: Ara§tirma Makalesi | Article Type: Research Article Geli? Tarihi: 7 Mart 2021 | Date Received: 7 March 2021 Kabul Tarihi: 23 Eylül 2021 | Date Accepted: 23 September 2021
ATIF | CITATION
Güne§, Hasan Hüseyin. "Safavîlerde Vakif Müessesesinin Kurumsalla§masi ve 5ah I. Abbas Vakiflari Üzerine Bir Tetkik", Kadim 2 (Ekim 2021), 33-68.
* Doç. Dr., Bartin Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, hasan.h.gunes@gmail.com, ORCID: 0000-0002-1797-3605.
GiRi§: SAFAVI VAKIF TARiHi £ALI§MALARI
Ki§inin (hayat) nakdini altin i^in berbäd etmesi mü§kül Her äciz, her binäre gam yolunda kendi kendine
Kilma böyle zor i§leri yapmayi äsän geziP yürüyemez-
\ ., ii - i ■ ai i.. Bizi melämet diyarinda ask kilavuzu gezdirir.
itibar etmez ehl-i himmet mäl-i dünyäya ; 3 °
Ey Hatäyi, itibar etme fäni dünyaya1 Ey zahit! Sarho§lara dünyadan ne bahsedip duruyorsun.
Vecd u häl olan yerde dünyanin hi^bir kiymeti yoktur.2
§ah ismail
Yavuz Sultan Selim
Müslüman toplumlarin azami ve asgari müstereklerinin kesijim noktalari vardir ve bu noktalarin birbiriyle ne kadar örtüjüp örtüjmedigi, bunlarda hangi farklarin, nasil meydana geldigi, süre^ i^erisinde birbirine nasil yakinlajip uzaklajtigi gibi meseleler tarih^iler i^in ejsiz hazinelerdir. Ornegin §ah ismail ve Yavuz Sultan Selim her ne kadar yajadiklari cog-rafyanin yönetiminde müjterekleri pek konujturamasalar da divanlarindan yapilan alintilarda görüldügü üzere, ugruna mücadele ettikleri dünyanin degersizligi düjüncesini azami derecede paylajmijlardir. Safavi jahlari ve Osmanli sultanlari, bir yandan kendi aralarindaki siyasi krizle-ri iktidarlarini mejrulajtirmak i^in kullanirken öte yandan, ortak inan^lari olan dünyanin de-gersizligini adeta unutturan hayirseverlik kurumlari vasitasiyla yönettikleri halkla gü^lü bir bag kurmujlardir. Yöneticiden yönetilene, kadin ve erkek bir^ok insan, toplumun her tabakasinda vücut bulan bu hayirseverlik aginin bir noktasinda yer almijtir.
Amy Singer Müslüman toplumlarda hayirseverlik kurumunu ele aldigi kitabinda, Safaviler3 döneminde (1501-1722) §ii kadinlarin hayirseverlik göstergelerinin Osmanli kadinlarinkinden bir öl^üde farklilik arz ettigine deginmij, camilerden ziyade evliya tür-belerine ehemmiyet verdiklerine dikkat ^ekmijtir.4 Verdigi bu bilginin öncesinde ise refe-ranslari neredeyse ayni olan Müslüman topluluklarin kendilerine has tarihlerinin ve onun jekillendirdigi kültürlerin ^ejitliligi nedeniyle bunun siradan bir durum oldugu konusunda okuyucuyu uyarmijtir.5 Bununla birlikte, literatürde Osmanli hayirseverlik kurumlariyla ilgili ^alijmalarin Safavi hayirseverlik ^alijmalarindan daha fazla yer aldigi görülmektedir.6
Safavi tarihi arastirmalarinin Türkiye'deki durumuna bakildiginda, bu incelemelerin sayica yetersiz oldugu ve büyük kisminin siyasi tarih kapsaminda oldugu görülmektedir. Dolayisiyla, Türkiye'de Safavi tarihi arastirmalarinin Osmanli tarihine ilijkin ^alijmalara nispetle yetersiz oldugunu söylemek yerinde olacaktir. iran'da yapilan ^alismalar nitelik ve
1 §ah Ismail, Hatäyi Divämi, haz. Muhsin Macit (Istanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Ba^kanligi Yayinlari, 2017), 590. Tercümedeki ufak degi^ikler tarafimiza aittir.
2 Yavuz Sultan Selim, Yavuz Sultam Selim Divami, ^ev. Ali Nihad Tarlan (Istanbul: Ahmet Halit Kitabevi, 1946), 20.
3 Türkiye'deki literatürde "Safevi" yazimi tercih edilmi^se de biz bunun yerine "Safavi" ^eklinde yazmayi tercih ettik. Zira kelimenin orijinal yazimmm "^j^" degil "^j^" ^eklinde oldugu kesindir. Mehmed Akif Ersoy'un me^hur eserine sefahat denilmesine engel olan mahre? ve dil kaideleri, ayni sebeplerden Safavi yazimini zorunlu kilmaktadir. Sin harfi ince ünlüyü gerektirirken, sad harfiyse kalin ünlüyü gerektirmektedir.
4 Amy Singer, lyilik Yap Denize At: Müslüman Toplumlarda Hayirseverlik (Istanbul: Kitap Yayinevi, 2012), 180.
5 Amy Singer, lyilik Yap Denize At, 36.
6 Singer'in Müslüman toplumlarin hayirseverlik kurumunu etraflica inceledigi ufuk a^ici bu ^ali^masinda dikkatimi ^eken hususlardan biri, §ii hayirseverlik anlayi^inin ger^ekten ^ok az yer bulmasiydi. Elbette Sünni ve §ii fikihtaki pratiklerin söz konusu baglamda bir^ok benzerlik gösterdiklerine i^aret edilmi^tir. Ancak benim üzerinde durmak istedigim bu nevi eserlerin kaynak ve örnek kullaniminin daha ziyade Osmanli/Sünni kaynaklari i^erisinden dev^irilmesidir. Esasen Singer'in eserinde fark ettigim bu dil, eserin yayimlanmasindan beri bu hususun ele alinmasi gereken mühim bir mevzu oldugunu bendenize hissettirmi^tir. Bu
_ makalenin nüvesi o zamanda hasil olan bu fikriyata dayanmaktadir.
nicelik bakimindan hizla artmakta ve gelifmekteyken batida yapilan Safavî araftirmalari ise agirlikli olarak kültür, maddi miras vb. gibi sosyal tarih ile iç içe degerlendirilebilecek temalar üzerinden ilerlemektedir. Türkiye'de bu alanda yapilmif yüksek lisans ve doktora çalifmala-rina bakildiginda, müstakil olarak Safavîleri konu eden az çalifma bulundugu, çalifmalarin odak noktasini, diger devletlerle siyasi ve askeri ilifkilerinin olufturdugu görülmektedir. Bu çerçevede Safavîlere ilifkin çalifmalarda, devlet tefkilati ve devletin sosyal yapisi, tarih yazi-ciligi, sanat, edebiyat veya fehir gibi konulara oldukça az deginilmiftir.7 Dolayisiyla, Safavîler hakkindaki çalifmalarda vakiflardan söz edilmedigi, sadece bu müessesenin varligina ifaret edildigi görülmektedir.8
Safavî vakiflari hakkinda Türkiye'de yapilan çalifmalarin sinirli sayida oldugunu belirtmek gerekir.9 Safavî cografyasindaki vakiflara ilifkin bazi çalifmalar ise Bilgili'nin10 ve Mazlumi'nin11 araftirmalarinda görülecegi gibi, Osmanli vakiflari merkeze alinarak yapilmiftir. Bu çalifmalarda Iran arfiv belgeleri ve kronikleri kullanilmamiftir. Nitekim Bilgili'nin tahrir kayitlarindan hareketle Tebriz vakiflarina dair vermif oldugu bilgilerde12 Tebriz kalesi içerisinde 998/1589 yilinda Osmanlilar tarafindan tesis edilen cami ve vakfi yer almamiftir.13
Safavî vakiflarini çalifmanin bazi gïçlïklerinin bulunmasi, bu sahada yapilan araftir-malarin yabanci literatürde de sinirli sayida kalmasina neden olmuf gibidir. Zira vakif araf-tirmalari için temel kaynak mesabesindeki vakfiyelerin, vakif yogunluguyla kiyaslandiginda çok az olufu, ifaret edilen gïçlïklerin bafinda yer almaktadir.14 Safavî devletine yayilmif söz
7 Samet Balta, "Türkiye'de Safevi Tarihi Hakkinda Yapilan Çalifmalar Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi", H.Uluslararasi Avrasya Çali^malari Sempozyumu: Avrasyada Türkiyat ve Çarkiyat Çaliçmalari, ed. Turgay Gökgöz-Onur Kiliçer (Istanbul: Demavend, 2018), 323-374.
8 Örnek bir çalifma için bk. Cihat Aydogmufoglu, "§ah Abbas (1587-1629) Devrinde iran'da Sosyal ve Kültürel Hayat", Türk Dünyasi Încelemeleri Dergisi/Journal of Turkish World Studies 11/2 (Kif 2011), 261-276. Aydogmufoglu Safavî kroniklerinden ve tetkik eserlerden yararlanmif olmasina ragmen, makalesinde vakif kelimesi bir kez bile geçmemektedir. Mesela adi geçen makalenin 269. sayfasinda fu bilgileri vermektedir: "Esterabad eyaletinde Gürgen kiyisindaki Mübärekäbad Kalesi'ni yeniden yaptirdi. Isfahan, Tebriz, Esref fehirlerinde büyük binalar, yollar, bahçeler infa ettirmifti ki yollardan gelip geçenler buralarda dinleniyorlardi. Ayrica Necef (kutsal alan), Kazvin, Mefhed ve Kâfan fehirlerinde de cami, türbe, kervansaray ve kasir gibi çefitli eserler yaptirdi." Muhtemelen bu ihmalin sebebi kaynaklari tetkik eserlerin direktiflerine göre okumasidir. Örnegin, yukarida aktardigimiz alintiyi F. Sümer'in DÎA daki "Abbas I" maddesine atifla yapmiftir. Maddenin tamamina bakildiginda F. Sümer'in de §ah I. Abbas'in vakiflarina hiç temas etmedigi görülmektedir. Benzer bir durum Aydogmufoglu'nun doktora tezi için de geçerlidir. Bk. Cihat Aydogmufoglu, §ah Abbas ve Zamani (Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2011). Bu çalifmayi hazirladigim s^eçte "Safevilerde Vakif Müessesi" adiyla bir kitap bölümü yayimlandi. Ancak söz konusu bölüm yetersiz bir kaynakçaya dayanmaktadir. Konuya ilifkin bati literatüründen istifade edilmemif, Iran menfeli çalifmalarin da çok azi görülmüftür. Bk. Osman Tafkin, "Safevilerde Vakif Müessesi", Safeviler Kültür-Diplomasi-Toplum, ed. Mehmet Daglar (Istanbul: Kitabevi Yay., 2020), 115145. Bu çalifma haricinde yakin bir dönemde Turkçe'ye de çevrilen Quinn'in §ah Abbas biyografisinde "vakiflar" baflikli bir sayfayi dahi bulmayan degerlendirmesi bulunmaktadir. Bk. Sholeh Quinn, §ah Abbas Îrani Yeniden Çekillendiren Hükümdar, çev. Zeliha Yilmazer (Istanbul: Vakifbank Kültür Yay., 2020) 81-82.
9 Çinar ve Koyuncu tarafindan hazirlanan vakif kaynakçasina bu baglamda bakmak durumu göstermektedir. Iran bafligi altinda verilen kaynakçada doksan sekiz araftirma içerisinde Türkiye'den sadece bir çalifma bulunmaktadir. (Bk. Hüseyin Çinar-Miyase Koyuncu Kaya, Vakiflar Kaynakçasi (Ankara: Vakiflar Genel Müdürlügü Yayinlari, 2015), 337-342. Söz konusu çalifma fudur: Ali Sinan Bilgili-A. Befe, "iran'da Haci Bektaf Veli Evladindan Pir Saltuk Zaviyesi Vakfi', Türk Kültürü ve Haci Bektaç Veli Araçtirma Dergisi 1 (Bahar 2009), 57-76.
10 Ali Riza Bilgili, Îran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistanda Osmanli Vakiflari (XVI. - XVIII. Yüzyillar) (Ankara: Vakiflar Genel Müdürlügü Yayinlari, 2011).
11 Farbod Mazlumi, "Osmanlilarin iran'daki Vakiflari", Îraniyat Dergisi 1/1 (2016), 38-53.
12 Bilgili, Iran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da Osmanli Vakiflari, 65-72.
13 Ali Ekber Safipur, "Vakifnameye Nafinahte Ez Devrane ifgale Tebriz Tevassute Osmaniyan Der Sale 998 Hicrî Kamerî", Tarih u Cografya 7/68-69 (1382), 142-154.
14 Mansur Sifatgol, "Menbafinasiye Pejohif Der Tarihe Tehavvulate Sahtare Diniye iran Der Asre Safavî", Tarih u Cografya
11/37-38 (1379), 24.
konusu vakif aginin geniçligine ragmen, birçok vakfa iliçkin bilgi içeren arçiv belgelerinin Afganlarin Isfahan saldirisinda yok edildigi iddia edilmiçtir.15 Ancak vakfiyelerin, vakiflari suiistimal edenler tarafindan yok edildigi de iddia edilebilir. Zira vakfiyelerin Afganlarin hamlesi esnasinda yok edildigine dair saglam delillerin olmadigi belirtilmiçtir. Esasen vakfiyelerin Defter-i Mevkufât-i Memâlik-i Mahrûse de toplandigi bilinmektedir. Lakin tek çati altinda olmasi gereken vakif belgelerinin bölük pôrçûk olmasi ve daginikligi baçli baçina bir araçtirma konusudur. Vakif belgelerinin kisaca tasvir edilen bu daginikligi Safavî vakifla-rinin araçtirilmasinin önündeki önemli engellerden biri olarak karçimiza çikmaktadir.16 Ayrica sadece Afgan saldirilarini degil, tarihi sûreçte gerçekleçen Özbek, Osmanli ve Rus saldirilarini da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Içaret ettigimiz daginikliga, bu ülkelerle yapilan harplerin sebebiyet verdigi dü^ünülebilir.17
Bu olumsuzluklarin daha çok Safavî dönemi tarihi çaliçmalarinda karçilaçilan güçlükler oldugunu hatirlatmak yerinde olacaktir. Islam dünyasinin sosyal tarihi üzerindeki en önemli kaynaklardan biri oldugu inkâr edilemez olan vakif belgelerinin durumu, son zamanlara kadar ihmal edilmiç olsa da Kaçarlar dönemi söz konusu oldugunda biraz daha iyimser bir tablo mevcuttur. Bu dönemde vakif sistemi ile birçok yeni yapi finanse edilmiçtir. Insanlarin siklikla katildigi Imam Hüseyin meclisleri18 gibi bazi dini törenler, vakiflar tarafindan desteklenmiçtir. Dolayisiyla Kaçarlar döneminden kalan çok sayida belge, dönemin sosyal tarihinin yeniden yazilmasini mümkün kilmaktadir.19
Bu güçlükler Safavî vakiflari araçtirmalarinin mahdut düzeyde yapilmasina, binaena-leyh Safavî dönemine iliçkin iktisadî ve içtimaî degerlendirmelerin vakif merkezli anlaçil-masina ve yorumlanmasina engel tejkil etmektedir.20 Yine de bu zorluklari azami derecede açmaya çaliçan birtakim çaliçmalar da mevcuttur.21 Söz konusu çaliçmalar Iran diçindan olan birçok yabanci araçtirmaci tarafindan da ele alinmiçtir. Bu nevi tetkikler çeçitlendik-çe Safavî tarihinde bilinenlerin ötesine gidilecegi anlaçilmaktadir. Safavî vakiflarinin esas mevzu olmadigi ve tüm Iran vakiflarinin tarihsel baglamda degerlendirildigi eserlerde dahi Safavî vakif araçtirmalarina çarpici katkilar yapilmaktadir. Örnegin Werner, Iran vakiflari üzerine yaptigi araçtirmada, §eyh Safiyyuddin-i Erdebilî ile tarih sahnesine çikan Safavîlerin bölgede mevcut diger yerel aktörlerden farkli olarak nasil temayüz ettikleri sorunsali üzerinde durmuçtur. Safavîlerin Iran sahasinda uzun soluklu bir yönetime nasil muvaffak olabildikle-rini sorgularken vakif müessesesine dikkat çekmiçtir. Werner, §eyh Safiyyuddin-i Erdebilî ile baçlayan Safavî baçarisinin sebeplerinden birinin, vakif mülkünün daha güvenli yönetimi
15 Atiyye Sadat Tabatabaiyan, "Vaziyete Evkaf Der Devreye Kacar Ba Tekkiye Ber Kevanine Meclis u Çikayate Vakifane Isfahan", Sohene Tarih 4/11 (1389/2011), 155.
16 Sifatgol, "Menbaçinasiye Pejohiç" 24.
17 Behruz Nevruzzade Çeginî, "Mirza Hasan Beg Cenabezî u Kitabe Ravzatu's-Safavîyye", Tarih u Cografya 135 (1388), 87.
18 Hz. Hüseyin'in Kerbela'da öldürülü^ünün anildigi matem meclisleri.
19 Nabuaki Kondo, "The Waqf of Ustad Abbas Rewrites of the Deeds in Qajar Tehran", Persian Documents: Social History of Iran and Turan in the Fifteenth to Nineteenth Centuries, ed. Nabuaki Kondo (London-New York: Routledge Curzon, 2017), 106.
20 Sifatgol, "Menbaçinasiye Pejohiç", 24.
21 Hüseyin Mûderrisî Tabatabafnin Bergî Ez Tarihe Kazvin isimli çali^masmin bu kategoride degerlendirilebilecegine i^aret etmekte fayda vardir. Bu eserde yazar, On iki imamin sekizincisi Ali b. Musa er-Riza'nin oglu Seyyid Hüseyin'in Kazvin'deki türbesinin yapim tarihinden bahsettikten sonra, bu türbeyle ilgili yüz elli belgeyi metin ve fotograf belgeleriyle tasvir etmeye çali^mi^tir. Yüz elli tarihi belge arasinda satiç, bagiç, kira, tapu ve otuzdan fazla belge tanitilmi^tir. Bk. Hüseyin Müden^ Tabatabaî,
_ Bergî Ez Tarihe Kazvin (Kum: Kitabhaneye Umumi Mara^i Necefi, 1361).
oldugunu açiklamaya çalifmif, müessesenin hanedanin mali gücüne ve siyasi bütünlügüne katkida bulundugunu iddia etmiftir.22
Yukarida zikredilen tarihsel çalifmalarin yani sira, vakif çalifmalarina ifik tutacak tarihî malzemeleri degerlendirmede ufuk açici katkilar yapmif olan çalifmalari unutmamak gerek-mektedir.23 Hiç füphesiz bu nevi çalifmalardan ilk hatirlanmasi gereken, fikih çalifmalaridir. Örnegin böyle bir çalifmada, bir vakfiyenin sihhatinin ve vakfin hayata geçip geçmediginin tespiti, önemli bir adimdir. 15 Rebiülähir 1271/5 Ocak 1855 tarihli bir vakfiyeyi inceleyen Rizaî, adeta Imamiye fikhi ve tarihsel malumat arasinda metodolojik olarak nasil ilifki kuru-labilecegini göstermiftir.24 Benzer bir izdivaci25 teorik bir infa ile Bakirî ve Sadikzade denemif, selatin vakiflarinin fikhî boyutlarini mercek altina almiflardir.26 Son yillarda Iran'da yapilan araftirmalarda vakif çalifmalarina önem verilmektedir.27 Bu baglamda birçok bagimsiz kitap ve makale yazilmif ve vakif müessesesinin bazi fehirler üzerindeki etkisi incelenmiftir. Bununla birlikte, Safavî dönemi fehirlerinde vakiflarin kentsel alanlarin yaratilmasindaki etkisi hakkinda kapsamli araftirmalar henüz yapilmamiftir.28
Bir Me^ruiyet Araci Olarak Safavî Vakiflari
Safavî fahlari kendi toplumlari nezdinde mefruiyetlerini saglamak ve devam ettirmek için çefitli yollara bafvurmuflardir. Bu çerçevede bafvurduklari ilk yol kendileri ve On Iki Imam arasinda bir akrabalik tesis etmek olmuftur. Nitekim §eyh Safî'den kisa bir süre sonra hanedanin on iki imamin yedincisi Imam Musa Kazim b. Cafer-i Sadik'a,29 dolayisiyla Hz. Peygamber'e baglandigi dikkat çekmektedir. Ibni Bezzaz Erdebilî de -Safvetus-Safaya sonradan eklenmediyse- bir mefruiyet göstergesi olarak, §eyh Safî'nin feceresini tam olarak
22 Christoph Werner, Vaqf En Iran Aspects Culturels, Religieugs Et Sociauux (Paris: Association pour l'avancement des Études Iraniennes, 2015), 69-92.
23 Arçivlere dair malumat için bk. Habibullah Azimî-Muhsin Kusikaho, "Berresiye Tahlilye Fihristhaye îsnad Der îran Devreye Safaviyye u Kacar", Fasilnameye Gencineyeîsnad 23 (1392), 26-39.
24 Umid Rizaî, "Delayili Beraye Ademe itibar Vakifnameye Muvarreh 1271 H. K." Arrive Milli 2/9 (1396), 54-67.
25 îzdivaç kavraminin tarihsel kaynaklarda nasil yapilabilecegine dair bir örnek için bk. Amy Singer, "Tapu Tahrir Defterleri and Kadi Sicilleri: A Happy Marriages of Sources", Tarih (1990), 95-125.
26 ibrahim Bakirî, vd. Vakfe Selatin u Derbareyean (Kum: Sazmane Evkaf u Umure Hayriyye, 1397). Yazarlar bu çalifmada sultanlarin bagif durumlarini ve bunlarin islam hukukuna göre gerçekleftirilme niteliklerini tanimlamayi amaçlamiflardir. islam hukuku standartlarina uymayan selatin vakiflarinin geçersiz ilan edilmesi ve duruma göre batil vakiflardaki hak sahiplerine haklarinin teslim edilmesi gerektigini dile getirmif, islam hukuku ve yasal standartlara göre islami hükümete verilmesi gerektigini savunmuflardir. Bununla birlikte, Safavî fahlarinin tesis ettigi vakiflarin fikhî olarak sihhatine halel getirecek bir durum olmadigini savunan yazarlar, iran'da devlete ait menkul ve gayrimenkulleri tanimlamak için kullanilan ve tarihi geçmifi olan haliscât (ùU^IU.) tabirine bafvurmuflardir. Bu minvalde devlet haliscâtin tipki bir birey gibi sahibidir; dolayisiyla onu satmasi veya vakfetmesi sahihtir. Selatin de devletin maslahatini gözeterek kendi özel mülklerinin yani sira bu kabilden devlet hazinelerini vakfetmiftir. Yazarlarin üzerinde durdugu bir diger husus ise bu vakiflarin kamu yararina harcanmif olmasidir. Altini çizdikleri diger bir mevzu, fahlarin geçmifte icra ettikleri hatali uygulamalari arindirmanin bir yolunu aramadiklaridir; gasp edilmif bagiflari hakli çikarmaya çalifmadiklarini belirtmiflerdir.
27 Safavî vakiflari hakkinda genel bir fikir edinmek için bk. Nüzhet Ahmedî, Der Bâbe Evkâfe Safavî (Tahran: Merkeze Pejohiçe Kitabhane, Muze u Merkeze îsnade Meclise Çuraye Îslamî, 1390).
28 Hamide Çehidî, "Berresiye Revende Tegayyurate Nak§ u Caygahe Mevkufate Zenan Ez Devreye Safavî Ta Asre Hazir (Mutalaaye Mevrudi Çehreistanhaye Bircend, Dermeyan, Serbiçe)", Zen Der Ferhg u Huner 4/1 (1391), 97. Ayrica îran vakiflari hakkinda genel bir görünüm için bk. Muhammed Ali Caferî-Emir Hüseyin Çerafet, Vakf Der Ayineyi Asar Karnameye Menabie Peyramune Vkf(Kum: Müesseseye ittila Resaniye Îslamî, 1387).
29 Ebü'l-Hasen Mûsâ el-Kâzim b. Ca'fer es-Sâdik b. Muhammed el-Bâkir (ö. 183/799) Îsnâaçeriyye'nin yedinci imamidir. Bk. Mustafa Öz, "Mûsâ el-Kâzim", Türkiye DiyanetislamAnsiklopedisi (Îstanbul: TDV Yayinlari, 2006), 31/219-221.
kaydetmistir.30 ibni Bezzaz'in zikrettigi secerenin benzeri, ayni gaye ile hanedan tarihini anlatan Veli Kulu §amlu gibi baska kronik yazarlari tarafindan bazi farklarla yeniden aktarilmistir.31
Rüyalar da Safavi hanedaninin önemli bir mesruiyet saglama araci olmustur.32 Nitekim anlatilara göre §ah I. ismail, karsilastigi bir^ok devlet sorununu Hz. Ali'yi rüyasinda görerek ^özmüstür. Üretilen ^özümlerin Hz. Ali'ye nispeti mesruiyeti sagladigi gibi, sorgulanmasi-nin da önüne ge^iyor olmaliydi. Safavi sahlarinin bu mesrulastirma argümanlari, isna A^eri" teolojide masum olduklarina inanilan imamlarin, gaybette34 oldugu düsünülen on ikincisi tarafindan se^ilmis olduklari söylemine dek varmistir. Ayrica onlar mür^id-i kamil olarak lanse edilmeleri dolayisiyla insanlari, masum imamin yoklugunda toplumsal kemäle sevk edecek mercilerdir.35
Bu minvalde en önemli mesrulastirma ara^larindan birinin vakif oldugunu söylemek yanlis olmayacaktir. Zira bu müesseseyle yukarida zikredilen mesruiyet ara^larinin tek ^ati altinda toplanmasi mümkün görünmektedir. Dolayisiyla Safavi vakiflarinin, yapisal özel-likleri arasinda sosyo-politik islevselliklerinin yer aldigini hatirlamak yerinde olacaktir. Osmanli devletinde oldugu gibi Safavi vakiflarinin da bazi siyasi emellerle tesis edildigi ve is-levsellestirildigi söylenebilir. Bu ^er^evede §ah I. Abbas vakiflarinin itikadi, iktisadi, i^timai ve siyasi boyutlarinin incelenmesi gerekmektedir.36
Vakif kurumu, tüm islam tarihinde oldugu gibi, tarihsel gereklilikler neticesinde her dönemde dini, kültürel ve sosyal a^ilardan farklilasan iran tarihinde de yerlesik bir kurum olarak karsimiza ^ikmaktadir. Safavi döneminde, bazi genel islevleri kendinden önceki uy-gulamalarla ayni tarz ve baglamda devam etmistir. Ancak toplumun döneme özgü siyasi ve sosyal kosullari kültürel ve dini karakterine eklemlendiginde, vakiflarin islevleri degismis ve vakiflar bu dönemde daha ^ok On Iki Imam §iiligi'ni yayma hizmetinde kullanilmistir. Bu kurumun ve islevlerinin Safavi hanedaninin kurucusu tarafindan bilindigi a^iktir. Zira tahta cülus eder etmez, asagida kismen izah edilecek olan Vekalet-i Nefs-i Nefis, Emirul-Umerayi, Vezaret-i Divan-i A 'la gibi önemli pozisyonlara atamalar yapmis ve sadaret makamina birini nasp etmeyi ihmal etmemistir. Nitekim daha sonra zikredilecegi üzere, bu mansiptaki kisi Divan-i Evkäf baskani olarak en üst düzey yetkiliydi. Bu nedenle, "Sadr" makami, Safavi döneminin baslangicindaki bes önemli makamdan biri olarak karsimiza ^ikmaktadir.37
30 Dervi^ Tevekküli b. Ismail Ibni Bezzaz Erdebili, Safvatus-Safä (Tahran: Tabe^, 1373), 70-71.
31 Velikulu b. Davudkulu §amlu, Kisasu'l-Häkämi, ed. Seyyid Hasan Sadat Nasiri (Tahran: Vezarete Ferhenge ve Ir^ade islami, 1371), 20.
32 Bk. Sholeh Quinn, "The Dream of Shaykh Safi al-Din and Safavid Historical Writing", Iranian Studies 29 (1996), 127-147.
33 Isnaa^ariyye/Caferi olarak bilinen islam firkasidir. Hz. Peygamberden sonra imametin kizi Hz. Fatima'nin e§i ve amcaoglu Hz. Ali'nin, ondan sonra oglu Hz. Hasan'in, ondan sonra Hz. Hasan'in karde^i Hz. Hüseyin'in ve ondan sonra Hz. Hüseyin'in sulbünden gelen dokuz imamin hakki oldugunu kabul etmektedir. Bunun hem vahiy hem de nebevi hadislerle sabit olduguna inanmaktadir. Bk. Farhad Daftary, §ii islam Tarihi, ?ev. Ahmet Fethi Yildirim (istanbul: Alfa Yayinlari, 2016), 80-135.
34 Daha ?ok isnaa^eriyye inancinda, on ikinci imamin ölmeden insanlar arasindan ayrilip gizlendigini ve kiyamet öncesinde zuhuruna dek ge?ecek olan vakti ifade eden terimdir. Bk. Avni ilhan, "Gaybet", Türkiye Diyanet islam Ansiklopedisi (istanbul: TDV Yayinlari, 1996), 13/410-412.
35 Nurullah Abdullahi-Ali Ekber Kecbaf, "Me^ruiyyete Safaviyan u Padi^ahiye Nadir", Pejohi^nameye Tarihnameyi iran Badezislam 3/6 (1392), 120-122.
36 Robert D. Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye: 1011-1023/1602-1614", ?ev. Kiti imadzade, Mirase Cavidan 15/57, 103-104.
37 Nüzhet Ahmedi, "Nihade Vakf Der Devreye Safavi",Mutalaate Tariheislam 4/15 (1391), 42; Abdulhuseyn Nevayi- Ahmedi _ Nüzhet, "Sahtare Nihade Vakf Der Asre Safavi", FasilnameyeilmiPejohiy UlumeinsaniDani^gahe Zehra 12/43 (1381), 32-40.
Safavi vakiflarini dort döneme ayirarak incelemek mümkündür: 1) Devletin kurucusu §ah Ismail'den §ah I. Abbas'a kadar olan dönem, 11) vakiflarin yayginlajip müesseselejtigi §ah I. Abbas dönemi, iii) §ah I. Abbas'tan vakiflarin istikrarla devam ettigi §ah Süleyman dönemine kadar olan süre^, iv) §ah Süleyman döneminden Safavi devletinin yikilijina degin devam eden dönem.38
Söz konusu tarihsel sürecin ilk jahsiyeti §ah Ismail, §iiligi sürdürmek ve genijletmek i^in kültürel politikalarin gerekli oldugunu düjünmüjtür. Insanlari zorla §ii bir devletin ^atisi altinda toplamaya ^ali^mak verimli ve sürekli bir siyaset olmayacakti. Bu minvalde §ah Ismail ve ardindan halefi §ah Tahmasb, §ii ögretinin o zamanin Iran cografyasindaki kaynak eksik-ligini de hesap ederek, ülke i^indeki §ii ulemanin destegi ve daveti ile Cebel-i Amul'den §ii ulema gö^ünü bajlatmijlardir.39 Akabinde vakiflara dayali medreselerin olujturulmasiyla §ii düjüncenin desteklenebilecegi merkezler meydana getirilmijtir. Bundan sonra, tesis edilen vakiflara iyi kojullar sunulmuj, §ii ulema ve fakihlerin Osmanli topraklarindan Safavi devletine gö^ süreci devam etmijtir. Böylece Cebel-i Amul'den gö^ eden §ii ulema, Safavi ^atisi altinda daha güvenli bir ortamda faaliyetlerini sürdürür hale gelmijlerdir.40
§ah Ismail, Safavi devletini tesis etmesi akabinde, §ii ögretinin devletin itici gücü olarak müesseselejmesi i^in yerli ulema ve Cebel-i Amul ulemasi gibi muhacir ulemayi önemli va-zifelere getirmi^tir. Bu ^er^evede özellikle Mejhed, Kum, Rey, Kazvin ve §iraz ^ehirlerinde bulunan ilmi müesseselerdeki vazife dagilimlari ve bunlarin sosyal ve iktisadi olarak düzen-lenmesi önemli adimlar olmujtur. Talayi, bu zeminde Safavi hanedani tarafindan kurulan vakiflarin kendi siyasi argümanlari i^in önem arz ettigini dile getirmijtir. Nitekim Safavi hanedaninin vakif tesis etmesi tebaa tarafindan takip edilmesiyle, vakif siyasetinin ger^ek-lejtirilmesinde hanedan öncü olmujtur.41 §ahin vakif mevzuu üzerine egilmesi sadece imaret ^evresinde ger^eklejen faaliyetler ile sinirli kalmamijtir. O ayni zamanda mevcut kütüpha-nelere §iilige dair kitaplar vakfederek hanedan politikasinin her alana sirayet etmesini murat etmi^tir.42
1524-1576 yillari arasinda hükümdar olan §ah Tahmasb bajkent Kazvin'de saray kül-liyesinin yani sira, Erdebil'de bulunan §eyh Safi türbesine ek bir yapi inja ettirmijtir. §ah Tahmasb'in girigtigi genij ^apli imar faaliyetlerine benzer bir imar faaliyetine 16. yüzyilda hüküm süren Safavi hükümdarlarindan hi^biri kalkijmamijtir. Buna mukabil jahlar, mühim dini yapi ve külliyelere ekler yaptirmijlar, ayrica tamir ve termim faaliyetinde bulunup vakiflar tesis etmijlerdir. Necef'teki Imam Ali, Kerbela'daki Imam Hüseyin, Mejhed'deki Imam Riza, Kum'daki Fatima Masume, Bagdat'taki Kazimiyye, Rey'deki §ah Abdülazim ve Erdebil'deki §eyh Safi türbe ve külliyelerinde yapilanlar, bu gibi faaliyetlere örnek tejkil etmektedir. Ayrica hem Kizilbaj emirleri ve hem de yüksek mertebelerde görev yapan Safavi bürokratlar, bu nevi külliye ve camilerde tamir faaliyetleri ger^eklejtirmi^lerdir. Üstelik bu
38 Tabatabaiyan, "Vaziyete Evkaf Der Devreye Kacar", 165.
39 Devin J. Stewart "Safevi Iran'a Ämili Ulemanin Gö^üne Dair Notlar", ^ev. Habib Kartaloglu, e-Makalat Mezhep Aratfirmalari Dergisi 9/2 (30 Aralik 2016), 271-314; Habib Kartaloglu, "Batili Ara^tirmacilara Göre Safevi Iran'a §ii Ulema Gö^ü", Turkish Journal of Shiite Studies 1/1 (30 Haziran 2019), 25-48.
40 Nüzhet Ahmedi, "Nihade Vakf Der Devreye Safavi", 44.
41 Zehra Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan u Peyamede Än ber Tevsi'eye Mevkufate Hareme Imam Riza (as)", Fasilnameye Pejohi^haye Tarihi 37 (1397), 130.
42 Zehra Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan", 130.
mekanlara kiymetli emtialarini, mulk gelirlerini ve paralarini akar olarak tahsis etmi^lerdir. Muhtemelen adlari zikredilen kulliyelerde, bulunduklari ^ehirlerdeki iklim ^artlari ve afetler-den kaynaklanan hasarlar dolayisiyla devamli bakim ve tamire ihtiya^ duyulmu^tur. Safaviler, Ehl-i Beyt Imamlari ve Imamzade turbeleri ile hanedanin Erdebil'de metfun kurucusunun turbesini -ki burasi ayni zamanda Safavi tarikatinin da merkezi konumundaydi- himaye etme hususunda bariz bir ^ekilde faal olmu^lardir.43
Me^ruiyet Agi Olarak §ah I. Abbas Donemi Vakiflari
Safavi ^ahlarinin onderliginde vakiflarin arttirilmasiyla bu kurumlar, medrese ve benzer dini kurumlarda ^ali^anlarin yani sira, seyyidlere de ge^im kaynagi saglami^tir. Safaviler boylece yonetimlerini saglamla^tirmak istemi^, sinirlari di^indaki evlad-i resulun kalplerinin kendilerine meyletmesini ama^lami^lardir. Nitekim §ah I. Abbas saltanat doneminde (15871629) tesis ettigi vakiflarla, toplumun ^ejitli katmanlarini devletin siyasi hedefleri dogrultu-sunda kendine baglami^tir. Ayrica On Iki Imam §iiligi olarak da bilinen Caferi mezhebinin toplumsal bir zemin bulmasina ortam hazirlami^, Safavilerin siyasal me^ruiyetini teminde etkili olmu^tur. Oyle ki bazi ara^tirmacilar §ah I. Abbas donemindeki vakif arti^inin devletin iktisadi refahina tesir ettigini ifade etmi^tir. Zira §ah I. Abbas, §ah Tahmasb doneminde yayginlik kazanan vakifla^ma surecini devam ettirmi^tir.44 Onun doneminde Ispanya sefiri olarak gozlem yapma firsati yakalayan Garcia de Silva Figueroa, kadinlarin kamu hizmeti gozeten kervansaray, evler ve yapilari i^eren vakiflar kurduklarini belirtmi^tir.45 Ornegin §irazli zengin bir kadinin yaptirdigi kervansaraydan kisaca soz etmi^tir.46 §ah I. Abbas doneminde vakifla^ma Safavi devletinde oyle bir hiz kazandi ki vakif arazileri, mulk arazile-rinden sonra devletin en geni^ sahasini olu^turur hale geldi.47
Muhtelif toplumsal tabakalarin mensuplari tarafindan tesis edilen vakiflarla48 birlikte geli^en Safavi vakif agina ragmen, Kemrehi gibi bazi ulema eserlerinde, alimlere helal bir kazan^ kapisi a^ilmasina dair tavsiye verirken bu kazancin kesinlikle vakif gelirlerinden olmamasi gerektiginin altini ^izmi^lerdir. Kemrehi, sebep olarak tesis edilen vakiflarin i)
43 Ay^egul Damla Gurkan Anar, "Safevi §ahlarinin Baniligi Uzerine Bir Degerlendirme", Iran Qali^malari Dergisi 1/1 (30 Haziran 2017), 122.
44 Zehra Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan", 133-134.
45 Mufid §atiri- Raziye Arzumendan, "Berresiye Revende Tegayyurate Nak§ u Caygahe Mevkufate Zenan Ez Devreye Safavi Ta Asre Hazir (Mutalaaye Mevrudi §ehreistanhaye Bircend, Dermeyan, Serbi^e)", Zen Der Ferhg u Huner 4/1 (1391), 13.
46 Don Garcia de de Silva Figveroa, Sefernameyi Don Garcia de Silva Sefire Ispanya Der Derbare §ah Abbase Evvel, ^ev. Gulam Riza Semii (Tehran: Muesseseye Pi^gam, 1363) 251-253. Aslinda bu durum sadece vakif i^in ge^erli degildir. Bir^ok Safavi kurumunun §ah I. Abbas doneminde teessusunu kokle^tirdigi ve devletin diger te^kilatiyla birlikle uyumlu bir hal aldigi soylenebilir. Nitekim ayni durum tarih yaziciligi i^in de ge^erlidir. Zira §ah I. Abbas'a dek Safavi tarih^iligi, devletin ancak genel tarih i^erisinde zikredilmesinden ibaret olmu^tur. §ah I. Abbas'a gelindiginde hem hanedan istikrarli bir yapiya burunmu^ hem de kurumlar birbiriyle butunluk arz eden bir huviyete sahip olmu^, bu da mustakil Safavi tarihlerinin yazilmasina neden olmu^tur. Bk. Cihanbah^ Sevakib, "Berresiye Cayigah u Muellifhaye Tarihnivisiye Mahalliye Asre Safavi", Du Fasilnama Pejohi^namaye Mahalliye Iran 2 (1392), 9. Bunun yani sira eski usul tarih yazimi §ah I. Abbas doneminde devam edilmi^tir. Kazvini'nin telifi Tarih-i Cihan Arayi buna ornek vermek mumkundur. §ah I. Tahmasb saltanatinin en unlu yazarlarindan biri, el-Haviyu's-Sagir (jj»> ^jl^l) kitabinin unlu muellifi alim Abdulgaffar Kazvini'nin soyundan gelen Kadi Ahmad b. Muhammed Gaffari Kazvini'dir. Kadi Ahmed yetenekli bir adam, mun^i, ^air, hattat ve tarih^iydi. Adi ge^en telif, Mucteba Minevi tarafindan farkli nushalar mukayese edilerek yayimlanmi^tir. Bk. Kadi Ahmad b. Muhammed Gaffari Kazvini, Tarih-i Cihan Ara (Tahran: Kitabfuru^iye Hafiz), 1343/2000.
47 Ali Ekber Kecbaf vd. "Erzyabiye Hukuke Malikiyet Der Devreye Safavi (Ba Tekkiyeye Arae Dagles Nors Nonhadgera)", Camia^inasiye Tarihi 9/2 (1396), 167.
48 Mihnaz Rahimifer - Abdulkahhar Saidaf, "Mevki'iyete Ictimaye Vakifan der Asre Safaviyye be Esnade Vakfnameha",
_ Fasilnameye Pejohi^iye Tarih Ferheng u Temeddune Islami 4/12 (2013), 41-70.
jer'í velayetin olmamasini 11) bir^ok vakfin, vakifin hilaf-i jarti ile yonetilmesini gerek^e gos-termijtir.49 Ancak ulemanin ^ogu onunla ayni fikri paylajmiyor olmaliydi ki Safaví devrinde tesis edilen vakiflar ile bir yandan maijetlerini saglamij, diger yandan bu jekilde yonetime bel baglamak zorunda kalmijlardir. Sahip olduklari ortami kendilerine sunan vakiflarin ^ogu ayan, ejraf ve jahlarin tesis ettigi vakiflar olmujtur.50
§ah I. Abbas doneminde tek vakif jahin kendisi degildi. O, yukarida tasvir edilen va-kiflariyla doneminde adeta Safaví devlet ricalinde bir vakiflajma hareketliligi yaratmijti. Ajagidaki tabloda §ah I. Abbas doneminde kurulmuj bazi vakiflar, kuruculari ve cihetleri ile birlikte verilmijtir.51
Tablo 1: §ah I. Abbas Doneminde Kurulmuj Bazi Vakiflar
vakif taríh cíhet mütevellí müstagallat
1 Allahverdi Han Emir-i §eybani 996/15871588 imam Riza Haremi mücavirlerinden fakir olanlara. Molla Muhammed Emin Esterabadí ve ogullari. Kervansaray ve mezra.
2 Ismail Beg'in kizi Beg Aga Hanim 997/15881589 imam Riza Haremi ziyaret^ilerine, asitanenin ^irag gibi ^ejitli giderlerine ve §ií talebelere. Vakifenin kendisi, asitane mütevellisi. Bir koyün tamami.
3 Mehdikulu Beg Cagtayi IOO5/1596-1597 Aydinlatmaya, hademeye, ferraj ve hafizlara. Vakif, evlad-i vakif, sonrasinda asitane mütevellisi. Tüm levahikiyla bir bagin tamami.
4 Mirahurba^i Mehdikulu Beg I0Il/l602-l603 Talebe, ziyaret^iler ve fukaraya. asitane mütevellisi. Mezra
5 ?eyh Abdulhuseyn §eyhu'r-Reis IOI2/16O3-l604 Hademeye Evladina Maezra
6 Allahverdi Han IOI5/I6O6-I6O7 Vakif, asitane mütevellisi.
7 Muhammed Kebabi Isfahani IOI7/I6O8-I6O9 Dükkan
8 §ah Genc Ali Han IO24/I6I5-i6i6 Darüjjifaya bir pay. Vakif ve onun evladi, padijah tarafindan tayin edilen asitane mütevellisi. Pazar, hamam, su kanallari, kervansaray.
9 Mirahurba^i Mehdikulu Beg IO27/1617-1618 ^erbethaneye, ziyaret^iler yemek tahsisine, müezzinlere vb. Vakif ve onun evladi, asitane mütevellisi. Mezra, su kanallari, hamam, dükkan.
49 Resul Caferiyan, "Endí^eháye Yek Álimi §íí Der Devlete Safaví: Ayetullah Ali Naki Kemrehi" Hukumete Islami 2/3 (1376),
50 Perviz Fethullahpur, "Ruhaniyane §ia Der Iran ilele Nufuz u iktidar", Fasilnameye §ia$inasi 2/6 (1383), 140.
51 Talayí, "Siyasete Mezhebe Safaviyan", 138.
Görüldügü gibi toplumun üst kademelerinden olduklari anlasilan sahsiyetler, imam Riza Haremi i^in hanedanin politikasini takip etmis görünmektedirler. Bu da bir anlamda §ah I. Abbas'in vakif üzerinden uygulamak istedigi siyasetin ^esitli katmanlarda destek gördügünü gösteriyor olabilir. Haremin ferras, hafizlar, fakirler ve talebelerine dek toplumun genis bir yelpazesini kucaklayan bu vakiflar, sekizinci imamin haremini sahiplenerek sadece On iki imam doktrinine degil, Safavi §ahi I. Abbas'in asagida kismen deginilecek Meshed politika-sina da katki sunmus olmaktaydilar.52
Safavi yönetiminin temel özelliklerinden biri, din ve siyaset arasinda kurduklari baglanti olmustur. Safavi sahlari iktidari sadece maddi ve dünyevi bir gü^ olarak kullanmakla kalmamis, ayni zamanda hükümetlerinin §ii ve^hesinin temellerini korumak ve buna binaen tesis ettikleri dinamikleri tesvik etmek gibi bir görevleri de oldugunu ^esitli vesilelerle gündeme getirmislerdir. Bu nedenle sahlar, din ve siyaset arasindaki boslugu kapatmak i^in dikkatlerini din kurumuna ve bu kurumlarin önemli bir unsuru olan din adamlarina ^evir-mislerdir. Mescitler, camiler, dini mektep ve medreseler, kültürel dini uygulamalar ve benzeri bir dizi dini unsuru bu baglamda degerlendirmek yerinde olacaktir. Bu da sahlarin ulemayi politik bir müttefik olarak telakki etmesinin pragmatist yüzünü anlamamiza yardimci ol-maktadir. Ne var ki din adamlarinin iktidar ve toplum üzerinde büyük bir etkisine ragmen bu etki, dönemin tarihsel kaynaklarina ^ok fazla yansitilmamistir. Buradan hareketle deni-lebilir ki Safavi döneminin tarihsel kaynaklarindaki baskin egilim, din adamlarinin ve dini otoritelerin bagimsiz olmalarinin menfi ve ulemanin Divan-i Salari himayesine girmelerinin ise müspet oldugunun dile getirilmesi yönündedir.53
Safavi Vakiflarinin Yapisi ve Görevlileri
Heläl bir kazan^ kapisi olmadiklari konusunda Kemrehi gibi düsünenlere ve yukarida isaret edilen Safavi tarih yaziciliginin üzerini örttügü ulema meselesine ragmen, Safavi vakif agi hizla yayginlik kazanmis ve ulemanin ^ogu bu duruma intibak etmistir. Özellikle §ah I. Abbas döneminde bir^ok vakif kurulmaya devam etmistir. Tesis edilen vakiflar ulemanin riyasetinde Divan-i Mevkufat adiyla olusturulan müesseseyle yönetilmistir. Kurulan vakiflar i^in väkif tarafindan mütevelli tayin edilmemesi durumunda vakiflar, adi ge^en divanin yö-neticisi (sadr-i divan) tarafindan yönetilmistir. Divanin yetki alanina giren bir diger saha ise vakiflarla iliskili olarak ödenen imam, müezzin ve müderris maaslarinin bu divan tarafindan takip edilmesi olmustur. Evkaf memurlarina müstevfi, onlara baskanlik eden kisiye de sadr veya sadru's-sudur denilmistir.54
Yukarida zikredilenlerden anlasilacagi üzere, Safavilerin ilk döneminden itibaren öne ^ikan kurumlardan biri hi^ süphesiz vakiflar olmustur. §ah ismail bu nedenle Vekalet-i Nefs-i Nefis, Emirul-Umerayi ve Vezaret-i Divan-i A'la kurumlarinin basina atama ger^ek-
52 Bu baglamda Safavi vakiflariyla ilgili ara^tirmalara bakildiginda, Me^hed'te Safavi dönemi vakiflarinin sayisinda muhtelif sayilarin verildigi gözlemlenmektedir. Bunun nedeni, akademisyenlerin Safavi devletinin hangi yilda nihayete erdigine dair görü§ ayriliklaridir. Buna binaen Meshed örneginde belirtilen dönemde tesis edilen vakif sayisi 43, 47, 53 ve 73 gibi farkli sayisal degerler görülmektedir. Bk. Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan", 131-132.
53 Mecid Haci Babayi-Ibrahim Aslani, "Baz^inasiye Teamule Ruhaniyet u Safaviyan", Tarihe Iran 5 (1388/2009), 30-31.
54 Ramin Yelfani, "Berresiye Mevkufate Hazrete Abdülazim el-Hasani Der Devreye Safaviyan" Pe$ohi$nämeye Tarih 6/21 - (1389), 162.
iejtirdiginde, devletin vakif ijierini deruhte etmesi i^in yukarida ijaret edilen sadr/sadaret makamina birini atamijtir. Safavi jahiari, vakifiara ait tüm ijierden sorumiu oiacak bu göreviiye muhteiif dini mesuiiyetier de yükiemijtir. Ayrica bu makama getiriiecek kijinin sadattan oimasina ihtimam göstermijierdir. Yükümiükierinin fazia oimasi doiayisiyia daha sonra sadr-i am ve sadr-i has oiarak bu makama iki kigi atanmijtir. Sadr makami ve mai-yetinin Safavi devietinde mevcut vakifiar üzerindeki kontroiü öyie etkiii oimujtur ki bazi vakifnameierde "sadr-i izamin, müstevfiierin ve amiiierin" vakif ijierine karijmamasi ve mü-teveiiiden hesap istememesi jart kojuimujtur. Görüidügü üzere hem vakifiarin denetimini sagiamak hem de vakifia iiijkiii tüm ijieri zapt etmek i^in her jey kayit aitina aiinmijtir. Sadaret kontroiünde yürütüien vakifiara iiijkin kayitiar defterhanede sakianmijtir.55
Bu meyanda sadr makami (makam-i sadr) en önemii dini makamiardan biri oimuj ve §ah Ismaii döneminde divan erkanindan sayiimijtir.56 Asii vazifesi vakifin jartiarina uygun bir jekiide gerekii maii düzeniemeieri yerine getirmek oimujtur. Bu kijinin vakif müessesesine iiijkin vazifeieri zaman i^erisinde jekiiienmijtir; öncesinde bu makamin daha ziyade dini va-zifeiere iiijkin oidugu unutuimamaiidir. Ayni yetkiierin Safaviier döneminde de bu makamin uhdesinde oidugu aniajiimaktadir.57 Kadiiar, vüzera-yi evkaf, müstevfiyan, mübajirier, seyyid jecereierinin tertibi, medrese uiemasinin ve jeyhuiisiamiarin, namaz hocaiarinin, mezariik muvazzafiarinin göreviendiriimesi gibi vazife tayinierinin tümü zamania sadrin sorumiu-iuguna tevdi ediimijtir.58 Makam-i Sadr'a atanacak kiji mutiaka jah tarafindan se^iimij ve sadattan oimasina dikkat ediimijtir.59
Öiüm veya herhangi bajka bir sebepie görevi yerine getirememesi durumunda müstefi-yi mevkufat onun uhdesindeki vazifeieri yerine getirirdi. §ah I. Abbas veya sonrasinda,60 §ah Süieyman dönemine geiindiginde makamin sadr-i amme ve sadr-i hassa adiariyia ikiye taksim ediidigi düjünüimektedir. Bu bagiamda tarihi kaynakiara bakiidiginda Safaviierde vakif so-rumiuiugunun bej kisma ayriidigi aniajiimaktadir: 1) jahiarin evkafindan sorumiu sadr-i hassa ya da mes'ulan-i umur-i mevkufat-i padi^ah, 11) devietin tüm vakifiarindan sorumiu sadr-i amme veya sadrul-memalik deniien görevii, 111) jehirierdeki vakifiarin yönetimini, vakfa bagii araziierin maii sorumiugunu üstienmij oian müstevfi-yi mevkufat (bu makami deruhte edecek kiji jah tarafindan se^iimekte, se^iien kiji vakifiarin maii ijierini yürütmekteydi),
55 Yelfani, "Berresiye Mevkufate Hazrete Abdülazim", 163-164.
56 Hüseyin Qinar-Miyase Koyuncu Kaya, Vakifiar Kaynak^asi, 41-43.
57 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf", 25.
58 Mirza Muhammed Refi Ensari, Düstüru'l-Mülük, ed. Nobuaki Kondo (Tokyo: The Research Institute for Languages and Cultures of Asia and Africa Studies, 1397), 6-7; Mirza Semia, Tezkiretu'l-Müluk, ed. Seyyid Muhammed Debirsiuaki (Tehran: Müesseseye Inti^arate Emire Kebir, 1378), 2. Düstüru'l-Mülük, Safavi döneminin sonundan günümüze kalan Fars^a yönetim kilavuzudur. Safavilerin ba^kenti Isfahandaki merkezi yönetimde Mustavfi'l-Mamalik (genel muhasebeci) unvanina sahip Mirza Refia olarak bilinen Muhammed Refi Ensari tarafindan telif edilmi^tir. Onun yani sira benzer bir ^ali^ma olan Tezkiretu'l-Müluk, ile birlikte, iki kitap o dönemde Iran'da hüküm süren sosyal ko^ullar ve idari yapi hakkinda malumat i^ermektedir. Aslinda onlar, Safavi döneminin sonundan, hayatta kalan sadece iki idari el kitabidir. Tezkiretu'l-Müluk, Düstüru'l-Mülük'un bir türevi olarak dü^ünülmelidir. Tezkiretu'l-Mülük'a, Vladimir Minorsky tarafindan notlar eklenip yayimlandigindan bilimsel olarak daha ^ok dikkat ^ekmi^tir. Buradaki atfi hem ona hem de Japon ara^tirmaci Nobuaki Kondo tarafindan ne^redilen Düstüru'l-Mülük'a yapmayi uygun gördüm. Düstüru'l-Mülük, genel olarak daha ayrintili görünmekte ve saray merkez bürokrasisinin yani sira, dü^ük rütbeli ofisler hakkinda daha fazla bilgi i^ermektedir. Bu tip bilgiler Tezkiretu'l-Mülükta görünmemektedir. Marcinkowski, Düstüru'l-Mülükku eserini Nobuaki Kondodan önce ne^retmi^tir. Bk. Mirza Refia, Düstüru'l-Mülük, ne^r. Muhammed Ismail Marcinkowski (Tahran: Merkeze Esnad u Tarihe Diplomasiye Vezarete Umure Haric), 1385). Bu durumda Nobuaki Kondo'nun ne^ri yeni ne^ir sayilmaktadir. Marcinkowski'nin ne^riyle ilgili olarak bk. Abbas Penahi, "Divane Salare Safavi" Tarih u Cografya (1386), 52-55.
59 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf', 24.
60 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf", 27.
iv) mutasaddi-yi mevkufat, v) vezir-i mevkufat.6l Kaynaklara yansiyan bilgilere göre, Safavi devletinde vakif islenirinin idare edildigi bir divan-i evkafin bulundugu anlasilmaktadir.62
Tüm bu müesseselesme beraberinde sadr makami i^in büyük bir gü^ tesis etmistir. Yukarida isaret edildigi üzere, bir^ok vakfiyede sadr makami ve diger evkaf-i divan görevlileri gibi muvazzaflarin, vakiflari denetlememesi ve müdahale etmemesi sart kosulmustur. Buna ragmen hiläf-i sart-i väkif olarak, sadr eliyle devlet denetim ve kontrolü her zaman vakiflarin üzerinde olmustur.63
Kudret ve nüfuzunun dogurabilecegi sorunlardan hareketle Safavi sahlari makamin kime tevdi edilecegi hususunda ^ok hassas davranmislardir. Ayrica sadr makaminin yetki alanini kontrol altinda tutabilecekleri tedbirler almayi ihmal etmemislerdir.64 Anlasilacagi üzere, Safavi devleti tüm vakif sebekesinin kontrolünü elinde tutmak istemistir. Bu sayede toplumun kilcal damarlarina nüfuz edip, siyasetini uygulayacagi hazir alanlarin kontrolünü elinde tutmasi mümkün olmustur.65
Bu minvalde sehrin her tabakasindan insani kusatan, devletin yönetici kesiminden tebaaya kadar adeta toplumsal bir mutabakat sergileyen isfahan vakiflarini örnek vermek mümkündür. Zira isfahan vakiflari i^in devletin idari kadrosunda bir vezir, vezir-ifevz-i asar unvaniyla bu vakiflarin idaresinden sorumlu tutulmustur. Bu vezir özellikle Safavi sahlari-nin evkaf idaresinden mesuldü. Vakiflarin müstevfi, mutasaddi, mütevelli ve mübasirleriyle yapilan tüm muamelat defter-i mevkufat denilen kataloglara kaydedilmistir. Vezir-i fevz-i asar vakiflara ait ekin arazilerin, su kanallarinin, baglarin, degirmenlerin, kisacasi tüm vakif müstegallatinin saglikli islemesi i^in gerekli tedbirleri almakla mükellef tutulmustur.66
Vakiflar ve Egitim Kurumlari
Yukarida anlatilanlarin isiginda, aslinda vakif müessesesinin Safavilerin siyasal egilim-lerine intibak etmeden önce, söz konusu hanedanin idaresi altindaki kültür ve medeniyet vasatinda zaten mevcut oldugu anlasilmaktadir. Bununla birlikle, isaret ettigimiz egilimler, müessesenin politik islevselliginin degisimine neden oldugu gibi, Safaviler döneminde vakif idaresinin formel boyutunda da görünür degisiklilere yol a^mistir.67
Safavi devletinin §iiligi kendi retoriginin kaynagi kilip bunu sürdürmesi ancak egitim yoluyla saglanabileceginden, bu dönemde bir^ok medrese tesis edilmistir. Anlasilacagi üzere medreselerin egitim faaliyetlerini sürdürebilmeleri i^in gerekli finansal kaynak da kurulan vakiflardan temin edilmistir. Dolayisiyla Safavi vakif aginin medreselerle i^ i^e olmasi, mevzu bahis Safavi §iiliginin mahiyetini sekillendirmistir. Nitekim Safavi devletinin bazi medrese programlarinda kimi kitaplarin okutulmamasi, tamamen väkiflarin belirlemis olduklari sartlar nedeniyledir. Bu ^er^evede devletin son yarisinda gü^lenmeye ve kendini ifade etmeye
61 Tabatabaiyan, "Vaziyete Evkaf Der Devreye Kacar", 165-168.
62 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf", 33.
63 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf", 33.
64 Ahmedi, "Nihade Vakf Der Devreye Safavi", 45.
65 Mufid §atiri- Raziye Arzumendan, "Berresiye Revende Tegayyurate", 13.
66 Tabatabaiyan, "Vaziyete Evkaf Der Devreye Kacar", 165.
67 Nevayi-Ahmedi, "Sahtare Nihade Vakf", 23.
bajlayan §ia ahbarilerini destekleyen vakif kuruculari, medreselerde akli ilimlerin tedris edil-memesini jart kojmujlardir. Ancak vakfiyelerin ekseri bu nevi bir yasaklama i^ermemijtir.68
Burada alti ^izilmesi gereken husus dini politikalarinin bir par^asi olarak Safavi hukum-darlarinin, ozellikle de §ah I. Abbas doneminden itibaren, dini yuksekogrenimi yonlendir-mek, sistematik hale getirmek ve tejvik etmek amaciyla onde gelen din bilginleri i^in egitim kurumlari kurmalaridir.69 Oyle ki selefleriyle mukayese edildiginde §ah I. Abbas'in, medrese kurumunun yayginlajtirilmasinda ^ok daha fazla mesafe kat ettigi ve haleflerine bu konuda ornek te jkil ettigi soylenebilir.70
Medrese gibi egitim kurumlarinin yani sira Imam Riza ve Imamzade kulliyelerinin de benzer hedef dogrultusunda ijlevselle^tirildigi ifade edilebilir. Esasinda Mejhed'te bulunan Imam Riza kulliyesi orneginde junu dillendirmek mumkundur: Vakiflarin ozellikle dini sembollerin oldugu jehirlerde tesis edilmesi, bu mekanlarin §iilejmesini, daha dogru bir ifadeyle §ii kulturun onemli merkezleri haline gelmesini hizlandirmijtir. Ayrica bu durum, vakiflar i^in gerekli insan gucunu temini yani sira, bu kurumlarin mali a^idan gu^lenme-sini de saglamijtir. Soz konusu vakia, vakfin zamanla daha fazla buyuyup gu^lenmesine, murtezika aginin genijlemesine, bu agin toplumun farkli tabakalarina sirayet etmesine neden olmujtur.71 Bu ^er^evede §ah I. Abbas, Imam Riza Kulliyesi i^in ajagida deginecegimiz vakiflari tesis etmijtir. Harem i^in su temini, daru'j-jifa ve bir mutfak olarak kurulmujtur. Bu vakiflar hem harem ziyaret^ileri i^in burayi cazibe alani kilmij ve hem de jehir halkindan vakif ^alijanlari olujturarak hanedana baglilik ve guveni arttirmijtir.72
§ah I. Abbas Vakiflari
Babasi Muhammed Hudabende'nin valiligi sirasinda 1 Ramazan 978/27 Ocak 1571 tarihinde Herat'ta dogan §ah I. Abbas, §ah Tahmasb'in torunudur. Mazenderan Hakimi Abdullah Han'in kizi ise annesidir. Babasi, §iraz valiligine getirildiginde II. Ismail'in vefat etmesi uzerine, Turkmen umerasi tarafindan Safavi devletinin bajina ge^irilmijtir. Bu nedenle hukumran Turkmen emirleri bu donemde, baskin bir zumre olmujtur. Daha sonra babasinin bazi saglik sorunlari, jehzadelerinin ku^uk yajta olmasi ve gerekli muka-vemeti gosterememeleri neticesinde annesi Begum devlet ijlerinde soz sahibi olmujtur. Bu durumdan hojlanmayan Horasan umerasi 1579 yilinda Begum'u oldurtup, akabinde on yajindaki Abbas'i Herat Valisi §amlu Ali Kulu Han'in riyasetinde hukumdar ilan etmijlerdir. Ne var ki §ah I. Abbas'in tahta ge^irilmesi umera arasindaki surtujmeleri sonlandirmamijtir. I^ siyasetteki hakimiyet mucadeleleri esnasinda Ozbek Hanligi Herat'i kujatmij, Osmanli Devleti ise Azerbaycan'i ilhak etmijtir. Bu meyanda Mejhed Valisi Murjid Kulu Han duruma el koyarak daha once hukumdar ilan edilen on yedi yajindaki Abbas'i (995-1083/1587-1629)
68 Musa Riza Bah^iustad-Nuzhet Ahmedi, "Tesire Ilmiye Medaris Der Asre Safaviyye", Pejohi^nameye Tarihe Islam 3/11 (1392), 15-16.
69 Maryam Moazzen, Shi'ite Higher Learning and the Role of the Madrasa-yi Sultan! in Late Safavid Iran (Toronto: The University of Toronto, Near and Middle Eastern Civilizations, Doktora Tezi, 2011), 4.
70 Musa Riza Bah^iustad-Ramazan Rizayi, "Nak^e Medarise Asre Safaviyye Der Gosteri^e Te^eyyue Duvazde Imami", Edyan u trfan 47/1393 (1393), 218.
71 Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan" 133-134; Rahimifer-Saidaf, "Mevki'iyete Ictimaye Vakifan", 44-47.
72 Talayi, "Siyasete Mezhebe Safaviyan", 136.
1587 yiiinda Safavi tahtina oturtmujtur.73
§ah I. Abbas dahiii ve harici siyasi meseieierie yüziejmek zorunda kaimij, bu ^er^evede yönetimde nüfuzu buiunan Türk ümerasinin etkisini kirmijtir. Osmanii askeri yapiian-masinin merkezi kanadini tejkii eden kapikuiu ocakiarina benzer bir müessese kurmuj, ayrica Safavi kronikierinde Kiziibaj adiyia zikrediien Türkierden mütejekkii askeri yapi-ianmaya mukabii eyaietierin yerii haikindan tüfek^i biriikieri oiujturmujtur. §ah I. Abbas icra ettigi siyasetie Kiziibajiari kontroi etmeyi bajarmij; Giian, Mazenderan, Sistan, Lar ve Luristan'daki emiriikiere son vererek Safavi hakimiyetini pekijtirmijtir.74
siyasetteki bu girift durumun yani sira Osmaniiiar ve Özbekier iie ^etin savajiaria ge^en siyasai atmosferde önemii bir aktör oimujtur. §ah I. Abbas, Safavi deviet merkezini Kazvin'den Isfahan'a nakietmij, hükümdariigi boyunca yiida iki aydan az bir süre bu yeni Safavi bajkentinde kaimasina ragmen, burada cami ve medreseier inja etmijtir. Mescid-i §eyh ve Mescid-i §eyh Lutfuiiah onun tarafindan finanse ediien mimari eserier arasinda yer aimijtir.75 Bu jekiide jehirde kökiü bir imar faaiiyeti bajiatarak, büyük bir saray, cami, mescit, medrese, hastane, hamamiar, ^arjiiar ve kervansarayiar yaptirmijtir. Kazvin, Mejhed ve Kajan jehirierinde ise cami, türbe, kervansaray ve kasir gibi muhteiif yapiiarin tesisini sagiamijtir.76
Safavi imar faaiiyetierinin 17. yüzyiida §ah I. Abbas döneminde yogun haie geidigi görüiür. Onun zamaninda Isfahan'da, Nakj-i Cihan Meydani ve Qehar Bag Buivari etrafinda kümeienen saray ve pazar küiiiyeierine iiaveten, Cuma camii ve hanedan mensupiarinin ibadeti i^in özei bir cami yaptiriimijtir. Mejhed, Kum, Erdebii ve Rey jehirierinde mevcut türbe ve küiiiyeiere ekiemeier yapiimijtir. §ah I. Abbas döneminden sonra Safavi Devieti'nin inkirazina kadar ge^ecek süre^te inja ediien yapiiar sinirii kaimijtir.77 §ah Abbas'in imar ve injasinda beiirieyici oidugu bu yapiiarin, ayni zamanda tesis ettigi vakifiaria irtibatii oidugunu gözden ka^irmamak gerekmektedir.
§ah I. Abbas vakifiarinin tespiti iki kaynak türünden yapiiabiimektedir. Buniarin iiki, fihristier, vakfiyeier ve vakifiara iiijkin fermaniari ihtiva eden Iran'da buiunan arjiv kayit-iaridir. Ikincisi ise arjiv kayitiarinin bir kisminin kronikierde yer aian benzer kayitiaridir. §ah I. Abbas'in tüm vakifiarina ve iigiii ayrintiiara arjiv kayitiarindan uiajmanin mümkün oimadigi beiirtiimektedir.78 §ah I. Abbas tarafindan inja ediien kamu binaiarinin bakimini sagiamak i^in ajagida görüiecegi üzere hükümet emirieri tarafindan ^ejitii bagijiar yapiimijtir. Teorik oiarak, buniar i^in birtakim beigeier tanzim ediidigini ve bu beigeierin arjivde sak-iandigini söyiemek mümkündür. Moazzen, ju anda tarihi kaynakiarda zikrediien vakifiara iiijkin özetiere, kopyaiara, atifta buiunuian beigeiere ve yazitiara erijimimiz buiunmadigini beiirtmijse de79 bugünkü biigiierimiz ijiginda bunun ge^eriiiigi kaimamijtir. Nitekim bir
73 Faruk Sümer, "Abbas I" Türkiye Diyanet Islam Ansiklopedisi (Istanbul: TDV Yayinlari, 1998), 1/17-18.
74 Sümer, "Abbas I", 18.
75 Maryam Moazzen, Shi'ite Higher Learning, 45. Aslinda §ah I. Abbas'in ^ok yakin oldugu Mir Damad ve §eyh Bahaudin Amuli gibi fakih filozoflarin onuruna medreseler in^a etmemesi ^irticidir. Bunun yerine §ah Nak^-i Cihan Meydani'nda Molla Abdullah ve §eyh Lütfullah Maysi gibi fakihler i^in kapsamli yardimlara sahip medreseler ve camiler kurmu^tur.
76 Sümer, "Abbas I", 18-19.
77 Anar, "Safevi §ahlarinin Baniligi Üzerine", 123.
78 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 103.
__79 Moazzen, Shi'ite Higher Learning, 45.
46
süre önce Idare-yi Evkäf-i Isfahan, jehrin bagijlariyla ilgili tüm vakiflarin yayimlanmaya bajlanacagini ve büyük olasilikla orijinal belgelerin bir kisminin da bu seride ilk kez yayim-lanacagini dile getirmijtir.80
§ah I. Abbas vakiflari hakkinda bilgi veren toplu bir fihrist bulunmamaktadir. Bununla birlikte, Celal Müneccim kaleme aldigi Tarih-i §ah Abbas'ta, §ah I. Abbas'in on iki imamin yedincisi Imam Musa Kazim'in kiz kardeji Sitti Meryem i^in kurdugu vakiftan söz etmijtir. Tesis ettigi bir bajka vakif 1023/1612 yilinda Yezd jehrindeki ribattir. Ancak vakif tarafin-dan vakfin menfaati kendisine jart olunan cihetten söz edilmemij, hasil olacak sevabin §ah Tahmasb'a hediye olmasi istenmijtir.81
Sah I. Abbas, Mejhed Harem-i §erifi82 i^in 1011/1602-1603 yilinda harem etrafindaki bazi yerleri vakfetmijtir. Vakfiye Harem kütüphane arjivinde saklanmaktadir. 1019/16101611 yilina ait bir ferman ise §ah I. Abbas'in Horasan vakiflarina dair bilgi i^ermektedir. Buna göre Cirmik, Qahejk, Melekan isimli ü^ köy satin alinip vakfedilmijtir. 1023/1614-1615 yilina ait bir fermandan da tüm vakiflarin §ah I. Abbas tarafindan Mejhed Haremi vakfina baglandigi anlajilmaktadir.83
Bu meyanda zikredilmesi gereken vakiflarindan biri de Mejhed'te su yetersizliginin had safhada olmasi dolayisiyla su vakiflari tesis etmij olmasidir. Vakif jartina göre, su tüm Müslümanlarin istifadesine sunulacak, istifade edenler israf etmeyecek, haremde istifade edildikten sonra dijari akan su ziraatta kullanilirsa elde edilen mahsul haremin mutfagina sunulacaktir. Bu jartlarin hilafina davrananlarin Masum Imam'in jehadetinde elini kana bulayanlara ijtirak edecegi, buna müsaade eden ulemanin kiyamet günü Hz. Peygamber ve Imam Riza'ya karji mahcup olup utanacagi vakfiyede belirtilmijtir.84 Bu malumat ^er^eve-sinde söz konusu vakiflar ajagida daha ayrintili bir jekilde tanitilmijtir.
1. 1011/1602-1603 Yilinda Tesis Edilen Mejhed Vakiflari
Bu vakfa dair mevcut veriler Asare Rezeviyye'de bulunan bilgilerden ibarettir. Buna göre, vakif jartlarinin özeti Tus/Mejhed'teki mevkufat listesidir. §ah I. Abbas, tesis etmij oldugu bu vakfa, imam Riza'nin türbesinin bulundugu asitane arazisini vakfetmijtir. Vakfi tesis etmedeki ama^, kutsal olduguna inanilan türbenin etrafina defnedilmek isteyenlerin bu isteklerinin yerine getirilmesidir. Defin yerinin hareme uzakligi, defnedilmek isteyenlerin vakfa verecekleri paraya göre belirlenmijtir. Toplanan paralar vakfin gelirleri olarak mahsup edilmijtir. Zira arz hakki (hakku'l-arz) olarak verilen yerlerin mukabilinde alinan ücret, haremin tamir/termiminde ve ^irag temininde kullanilmijtir. §ah I. Abbas ailesinin (silsile-yi 'aliyye-yi äliye) hi^ bir ödeme yapmadan harem sahasinda defnedilebilecegi vakfin jartlari arasinda yer almijtir. Vakfin mütevellisi jah iken, nezaret görevi jahin vakif temsilcisi (nemayende) olmujtur. McChesney, §ah I. Abbas'in imam Riza Harem'ni vakif olarak tesis etmekteki amacinin vakfedilen arazide degil, bizzat harem tevliyetinin tek bir elde, jahin
80 Moazzen, Shi'ite Higher Learning, 69.
81 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 103.
82 Harem-i §erif'ten kasit On iki imamlarin sekizincisi Ali b. Musa er-Riza'nin külliyesinin kapsadigi alandir.
83 Rahimifer-Saidaf, "Mevki'iyete ictimaye Vakifan der Asre Safaviyye be Esnade Vakfnameha", Fasilnämeye Pejohi^iye Tärih Ferheng u Temeddüneislämi4/12 (1392), 50.
84 Hamide §ehidí, "Berresiye Revende Tegayyurate Nak^ u Caygahe Mevkufate Zenan Ez Devreye Safaví Ta Asre Hazir (Mutalaaye Mevrudi §ehreistanhaye Bircend, Dermeyan, Serbi^e)", Zen Der Ferhgu Huner 4/1 (1391), 99.
kudretinde toplanmasinda aranmasi gerektigine dikkat çekmektedir. Buna göre tesis edilen vakif sayesinde düzenli bir para akiji saglanmijtir.85
2. 1013-1017/1604-1608 Vakiflari
§ah I. Abbas'in bu dönemde tesis ettigi vakiflar çok önemlidir. Zira bu dönemde hem Osmanli ve hem de Gürcistan ile muharebeler devam etmijtir. §ah, 1607-1608 kijini Isfahan'da geçirmij, geri kalan diger tüm zamanda kuzeyde ikamet etmijtir. §ahin bu dönemde tesis ettigi vakiflar, en çok bilinen vakiflaridir. Bu dönemde kurulan vakif(lar)in gerçekten birden fazla olup olmadigi belirgin degildir. Bunun tam olarak tayini vakfiyelerin tespit edilebilmesi ile mümkündür. Aksi halde Ktsasu'l-Häkäni de verilen bilgilerle yetinmek zorundayiz. Ayrica ayni yüzyilda yazilmij olan Târïh-i Abbâsî, Târïh-i Älem Arâ-yt Abbâsî mevzuya bahis vakiflarin mevkufatina dair verdikleri bilgide senedi, tek bir vakfinmij gibi aktarmaktadirlar. Oysa iki veya ^ vakfa ait olma ihtimalleri yüksektir. Zira belge içerisinde üslup farklarina rastlanmaktadir. Dolaysiyla adi geçen kaynaklarin konu hakkinda serdettigi malumat net degildir.86
2.1. Kisasul-Hakanî' de 1013/1604 Yilina Ait Zikredilen Vakif
Bu vakfin mevkufati ju jekilde siralanmijtir: i) Bajkent Isfahan'da Nakj-i Meydan'da bulunan kervansarayin tamami, ii) meydanda bulunan çarji, iii) meydan havalisinde bulunan ve Hammâm-i Çâhî olarak bilinen hamam. Bu yapilarin tamaminin §ah I. Abbas tarafin-dan yapildigini unutmamak gerekmemektedir. Veli Çamkulu vakfin jartlarini ise ju jekilde kaydetmijtir: i) mevkufat kira hasilatinin yarisi Hz. Hüseyin soyundan olan (sâdât-i àlî derecât-i benîHuseyn) kijilere maaj, vazife, yiyecek (irtizäk) saglanmasi ve kendilerine gerekli yardimlarin yapilmasi (meded) cihetine harcanmalidir. Söz konusu seyyidlerin Medine'de ikamet edenlerden olmalarinin yani sira, o zamana kadar bajka bir vakfin mevacibinden istifade etmemij olmalari gerekmektedir. Kadinlarin dul veya evlenmemij olanlarinin bu çati altina girebilecegi belirtilmij, seyyid bile olsa diger kadinlar yardimin dijinda tutulmujtur. Tüm bunlara ilave olarak, siralanan jartlari haiz kimselerin On Iki Imam Çiasi (§î'a-yt isnâ A§er) olmasi gerektigi belirtilmijtir; ii) ikinci jarta göre, mevkufat kira hasilatinin yarisi Hz. Hüseyin soyundan olup Necef'te ikamet edenlere ayni jartlarla tahsis edilmijtir.87
Selçuklular, Ilhanlilar, Muzafferiler ve Timuriler Eski Meydan (Meydân-i Kadîm) diye tabir edilen Harun-i Velayet Meydani'nin etrafinda mescid, medrese ve türbeler inja et-mijlerdi. 17. yüzyil öncesinde jehrin ticari, dini ve sosyal merkezi olarak bu meydan göze çarpmaktaydi. §ah I. Abbas, Harun-i Velayet Meydani'na mücavir herhangi bir anitsal yapi inja ettirmedi. Zira jahin anitsal yapilari, inja ettirdigi yapilarin çevreledigi Nakj-i Cihan Meydani ve yüksek rütbeli bürokratlarin inja ettirdigi saray ve köjklerin siralandigi Çehar Bag Bulvari'nda yapilmaktaydi. Bu bölgeler, jehrin yeni merkezi haline getirilmek istendiginden, yapilajma için yogun olarak buralar tercih edilmijti.88 Vakfiyede adi geçen mekânlarin, bu gerekçelerle canlandirilmak istendigi söylenebilir. Nitekim dönemin kaynaklarindan Nekävetu'l-Asârin müellifi Natanzî, jahin herhangi bir seferden dönüjünde halkin birçok
85 Mcchesney, "Vakf u Siyâsete Millî der Devreye Safavîyye", 104-105.
86 Mcchesney, "Vakf u Siyâsete Millî der Devreye Safavîyye", 105.
87 Çamlu, Kisasu'l-Häkäni, 186-197; Mcchesney, "Vakf u Siyâsete Millî der Devreye Safavîyye", 105.
__88 Anar, "Safevi Çahlarinm Baniligi Üzerine", 130.
tabakasindan ve devlet erkanindan insanlarin kaqilama merasimine i^tiyakla katildiklarini, bir^ok esnafin meydanda hazir bulundugunu, devlet ricalinin ^e^itli renklerde kuma^lar giyinmi^ vaziyette merasime i^tirak ettiklerini anlatmi^tir.89
§ah I. Abbas, 1590 yilinda Isfahan'da dini ve ticari yapilar yapilmasina karar vermi^tir. Bu imar faaliyeti, Isfahan'da Nak^-i Cihan Meydani merkeze alinarak ger^ekle^tirilmi^tir. Imar faaliyetleri neticesinde tecessüm edecek meydan, Isfahan'in yani sira, Safavilerin degi-^imine karar verdigi Iran'in siyasi, ticari ve dini görünümünü temsil edecekti. Ticari, siyasi ve dini yapilari kendinde toplayan bu meydanda sembolik bir ifade hakim olmu^tur. Buna göre, Safavilerin merkezile^me siyasetleri yapilarla görünür bir hale bürünmü^tür. Meydanin kuzey kenarinin ortasinda bulunan Kayseriyye Pazari kar^isinda Mescid-i §ah'in kubbesi ve minareleri yükseltilmi^tir. Dini yapilarin sembolik dili, On Iki Imam §iilignin fikri ve siyasi insicamini i^aret etmi^tir.90
Safaviler'in, ^ehirleri sosyal, politik ve ekonomik degi^imlerin en önemli sembolü olarak gördükleri söylenebilir. Bu ^er^evede ^ehirler, Safavi yöneticilerin ve tebaalarinin toplumsal ko^ullarini, dü^üncelerini ve i^levlerini bizim i^in görünür kilacak önemli merkezlerdir. Safavi ^ahlarinin dini azinliklari, mezhepleri, bürokrasiyi, loncalari örgütlemek, ticari aglar kurmak ve askeri sistemi tesis etmek gibi ama^larini ger^ekle^tirip siyasi ve dini me^ruiyet dev^irdikleri alan ^ehirlerdi.91
Vakfiyede zikredilen Kayseriyye Pazari, farkli zamanlarda farkli killer tarafindan in^a edilmi^tir.91 Tüm bu yapilanmalar ile yeni meydanin Isfahan'in merkezi haline geldigi, ticari, sosyal ve siyasal a^idan Safavilerin görünürlügünü arttirdigi söylenebilir. Genel olarak Nak^-i Cihan meydani, §ah I. Abbas'in hükümran performansini ortaya koyan siyasi ve ekonomik gücü, cami, ^ar^i ve saray gibi mimari bile^enleriyle ^arpici bi^imde gözler önüne sermi^tir.93
§ah I. Abbas'in Isfahan'daki kentsel dokuyu yaratmasinda Nak^-i Cihan meydanindan sonraki en önemli diger ara^ ise §ah Tahmasb'in Kazvin caddesinin bir benzeri olan Qahar Bag caddesi olmu^tur. §ah, her iki mimari unsurun temel yapi ta^i olarak vakif kurumunu yerle^tirmi^tir. Geli^tiren vakif agi, kentin §ah I. Abbas saltanatindaki fiziksel görünümünü ortaya ^ikarmi^, cami, hamam ve su vakiflari sayesinde kentsel ya^ama ve tüm vatanda^lara hizmet sunulmasini mümkün kilmi^tir.94
2.2. 1013/1604 Vakfi
Bu vakfin ba^at özelligi, §ah I. Abbas'in mülkiyetinde bulunan mallarin yarisinin vakfin mevkufati olarak zikredilmesidir. Söz konusu mevkufat i^erisine Isfahan ve diger mintika-lardaki hanlar, emlak, arazi, baglar, degirmenler, nehir ve kanallar dahil edilmi^tir. Cihet olarak Hz. Fatima'nin soyundan gelenler (Sadat-i Bern Fatima), bunlardan da Hz. Hüseyin
89 Mahmud b. Hideyatullah Afu^tei Natanzi, Nekavetu'l-Äsar f Zikri'l-Ahyar Der Tarihe Safaviyye (Tahran: §irkete Inti^arete Imi u Ferhengi, 1373), 239, 373, 376, 452, 539, 576.
90 Anar, "Safevi §ahlarinm Baniligi Üzerine", 130-131.
91 Abed Taqhavi vd. "An Overview on the Basis of Urban Planning and Social Life of Safavid Cities" The International Journal of Humanities 3/23 (2016), 2.
92 Anar, "Safevi §ahlarinm Baniligi Üzerine", 132.
93 Abed Taqhavi vd., "An Overview on the Basis of Urban", 7-8.
94 Abed Taqhavi vd., "An Overview on the Basis of Urban", 8.
soyundan olanlar, ayrica fakir §iiler tayin edilmijtir. Bu kijilerin ikametine dair herhangi bir sinirlama getirilmedigi görülmektedir. Vakfedilen hasilatin yarisindan iki pay, bu iki grup arasinda taksim edilecektir. Bu vakifta alti ^izilmesi gereken en önemli husus §ah'in, kurdugu vakfin gelirlerine her zaman ortak olmasi (¡erik ba§ed) durumudur. Ayrica §ah'in vefatin-dan sonra ona ait olan kisim vakfa kalacaktir. §artlar bunlarla sinirli kalmamijtir. Imaretin tüm arazisinde namaz kilma hakkina §ah ile tüm Müslümanlar ortaktir. Ayrica vakfin suyundan abdest alinabilecek ve kirbalar doldurulabilecektir. McChesney, vakfin zikredilen bu özelliklerinden hareketle burada bir degil, iki vakfin mevcudiyetinden söz edilebilecegine ijaret etmektedir. Zira ilk olarak §ah'in tüm emlakinin vakfedildigi zikredilmijken, ikin-cisinde bir yarim hisseden söz edilmijtir. Bu baglamda meydana gelen karijikligi gidermek tam anlamiyla mümkün görünmemekteyse de vakif kurma metodundaki degijim kendini hissettirmektedir.95
3. 1015-1017/1606-1608 Yillari Arasinda Kurulan Vakiflar
Velikulu §amlu, bu yilarda kurulan vakiflari yukarida zikredilen vakiflarla birlikte zik-retmijse de vakfiyelerin üslup ve i^erik farkliligi ^ok barizdir. Üstelik bu vakfa dair tarihlen-dirmedeki sorunu da zikretmek gerekir. Velikulu §amlu bu vakif i^in 1014, yukarida verilen iki vakif i^in 1013 yilini ^ok net bir jekilde vermijtir. §ah'a ait at, inek ve koyun, degerli ve süslü mücevher ve süs ejyalarindan mütejekkil bu vakfin kuruluj nedeni, zikredilen evcil hayvanlarla söz konusu edilen kiymetli ejyanin Necef'te bulunan Imam Ali haremine gön-derilmesi ve mekanin süslenmesinde kullanilmasidir. Ancak §ah zamaninda Necef Osmanli hakimiyetinde bulundugundan bu amaca ulajilamamij ve mevkuf mücevherler Erdebil'de muhafaza edilmijtir.96
Vakfedilebilecek jeyler i^erisinde istisna edilenler bulunmaktadir: Keniz, gulam gibi köle sinifindakiler ve §ah tarafindan kendilerine verilen hediyeler (in'äm) vakfa dahil edil-memijtir. Vakif mütevellisi vakfi, zamanin jartlarina göre (maslahat-i vakt) idare etmelidir, dolayisiyla mevkufatin satim veya kira edilme ihtiyaci dogacak olursa bunu yapabilecegi anlajilmaktadir.97
§ah I. Abbas'in vakiflarina ilijkin McChesney'nin yaptigi bu ü^lü taksimi bazi farklarla hem Celal Müneccim ve hem de iskender Beg aktarmijtir. Mesela iskender Beg'in 10151016/1607-1608 yillarinda arasinda yer verdigi vakiflara Celal Müneccim 1017/1608 yilinda yer vermijtir. Celal Müneccim ticari vakiflar altinda sayilabilecek grubu ise 1011/1602-1603 yillari havadisini zikrederken aktarmijtir. Her ne kadar §ah I. Abbas'in söz konusu ü^ vakfinin bu nevi malumatina dair muhtelif bilgiler bulunmaktaysa da kesin olan hepsinin tek ^ati altinda telakki edilip birbirleriyle ilijkilendirildigidir.98
Iskender Beg'in verdigi bilgilere bakildiginda §ah I. Abbas, tüm mal varligini (temam-i darayeha) 1015-1016/1607-1608 yillarinda vakfetmijtir. iskender Beg'in tüm mal varligini ifadesiyle kastettigi muhtemelen §ah'in jahsen sahip oldugu varliklar olup, onun gelir ka-lemlerinden olan ticari ve zirai ödenekler degildir. Müellif, vakfa dair a^iklamalarina devam
95 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 106-107.
96 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 106.
97 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 107.
98 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 107.
ederken §ah'in bu vakfi On Dort Masum'a hediye amaciyla tesis ettigini kaydetmijtir. §ahin bu vakfi, Molla Abdullah'in tavsiyesine uyarak tesis ettigi belirtilmijtir. Bununla birlikte Iskender Beg buna herhangi bir göndermede bulunmamijtir.99
Iskender Beg de mevkufati ü^ gruba taksim etmijtir: i) Hanlar, kayseriyye, meydan etra-findan buluna Qehar Bazaar ve hamam. Dikkat edilirse yukarida 1013/1604-1605 vakfi olarak zikrettigimiz vakifla benzerligi ajikardir; ii) Kur'anlar ve fikih, hadis ve tefsirlerden müte-jekkil Arap^a kitaplar; iii) destanlardan, divanlardan ve Acem ehli tasniflerinin olujturdugu kitaplarin yani sira, ^ini kaplar, mücevherler, altin ve gümüj kaplar, ^ejitli atlar ve dört ayakli muhtelif evcil hayvanlar. Vakif kazancinin ilk olarak mütevellinin kanaati dogrultusunda, hadimler, mücavirler, ziyaret^iler, takva sahibi kijiler ve talebe kimselere verilecegi kararlaj-tirilmijtir. Ikinci olarak, Kur'anlar, fikih, hadis ve tefsirlerden mütejekkil Arap^a kitaplar Mejhed'te bulunan Imam Riza haremine vakfedilmijtir. Taksimin son kisminda zikredilen degerli ejyalar ise Erdebil ziyaretgahina götürülmüjtür. Zikredilen ijlemlerin tamami i^in §eyh Bahauddin Amulí (öl. 1612) vakif havalesi yazmijtir.100
Görülüyor ki §ah I. Abbas, tüm özel mülkünü On Dört Masum'a vakfetmijtir. Qin por-selenlerden olujan koleksiyonunu isfahan'dan Erdebil'e nakletmijtir. Ayrica §ah I. Abbas, koleksiyonundaki muhtelif mevzudaki kitaplari ayni külliyeye, dini kitaplari ise bazi düzen-lemeler yaptirdigi Imam Riza Haremi'ne vakfetmijtir.101
Iskender Beg ve Veli §amkulu'nun vakfin ciheti, müstefitleri ve vakfedilecek degerli mücevherat hususunda verdikleri bilgiler birbirinden farklilik arz etmektedir. iskender Beg Necef'te bulunan imam Ali haremiyle ilgili bir bilgiye hi^ temas etmemijtir. Bunun sebebi belki de 1025/1616 yilinda Irak-i Acem'in Safavíler tarafinda alinmamij olmasiydi. Ayni jekilde, vakiftan istifade edecek olan Hüseyní, Fatimí seyyidlerden, Necef ve Medine sakin-lerinden de söz etmemijtir. Vakfin On Dört Masum adina tesis edildigi bilgisine yer verdigi görülmektedir. Celal Müneccim'in ise vakif hakkinda verdigi bilgiler kisitlidir. §unu da ilave etmek gerekir ki onun nakline göre vakif 1015/1606-1607 yilinda degil, 1017/1608-1609 tesis edilmijtir. Zira vakfin tesisini bu yil havadisi i^erisinde zikretmijtir.102
4. Imam Ali b. Musa er-Riza Haremi I<pn Tesis Ettigi Vakiflar
§ah I. Abbas'in Mejhed'te imam Ali b. Musa er-Riza haremi i^in tesis ettigi vakiflari ayri bir bajlik altinda incelemek yerinde olacaktir. Bunlarin ilki 1011/1602-1603 yilinda tesis ettigi vakiftir. Buna göre Harem-i §erif etrafindaki arazinin vakfedildigine yukarida deginmijtik. 1019/1610-1611 yilinda ü^ köy satin alinmij ve Hace Rebi'in türbesine vakfedilmijtir. Ayrica 1023/1614-1615 yilinda §ah I. Abbas tarafindan Harem-i §erif i^in su vakfi tesis edilmijtir.103 Bunlardan bajka, 1011/ 1602-1603 yilinda katilgah yaninda mescid yaptirmijtir.104
5. Rey'deki Vakiflari
99 Moazzen, Shi'ite Higher Learning, 46, 71.
100 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 107-108.
101 Anar, "Safevi §ahlarmm Baniligi Üzerine", 136.
102 Mcchesney, "Vakf u Siyasete Milli der Devreye Safaviyye", 108.
103 Mecid Haci Babayi-Ibrahim Aslani, "Baz^inasiye Teamule Ruhaniyet", 50.
104 Hamide §ehidi, "Berresiye Revende Tegayyurate Nak§", 101.
Hukumdarliginin ilk yilinda, Ozbek Abdul Mumin'i bastirmak i^in Kazvin'den Tahran'a yola ^ikan §ah I. Abbas, Horasan'da elli gun suren bir hastaliga yakalandi. iyilejmek i^in, Rey'de bulunan imamzadelerden Seyyid Abdulazim el-Hasani turbesine Mard Bad (Mardabad) koyunun alti dang (^jb) tahilini105 1005/1596-1597 yilinda vakfetmijtir. Vakfedilen tahilla kulliye i^in yemek pijirilmesi jart kojulmujtur. Tevliyeti jeyhulislama ve onun erkek soyundan torunlarina jart kojmujtur. Ayrica bir kervansaray ve adi ge^en imam-zadenin turbesinde bulundurulmak uzere kitaplar vakfetmij ve her bir kitabin ilk sahifesine vakfiyesi yazilmijtir.106
6. Atabattaki Vakiflari
1032/1622-1623 yilinda §ah Ismail tarafindan ilhak edilen Irak topraklarinda Imam Ali, Imam Huseyin, imam Musa Kazim, imam Ali Hadi, imam Muhammed Taki'nin turbeleri bulundugundan, Safavi jahlari tarafindan soz konusu kulliyelere vakif tesis edilmijtir. Kendini Ali'nin kopegi olarak tavsif eden §ah I. Abbas, imam Ali turbesi i^in Necef-i Ejref jehrinde tesis ettigi vakfa §eyh Behai'yi nazir olarak gorevlendirmijtir. Turbe, bu donemde etrafinda yapilan eklemelerle bir kulliye gorunumu kazanmijtir. imam Ali turbesine gorkemli bir kubbe yaptirilmij, revaklarla suslenmijtir. Ayrica kervansaray, mutfak vb. hizmetlerle harem ziyaret^ilerinin ihtiya^lari giderilmeye ^alijilmijtir.107
§ah I. Abbas Vakiflari Vakfiyesi
§ah I. Abbas vakfiyesinin yazma nushasi Muhammed Kerim bin ismail el-Kadi tarafindan Nesih hatla yazilan bir mecmuada bulunmaktadir. Mecmuanin kunyesi Kitabhane-yi Meclis-i §ura-yi Milli, §umare-yi Defter: 14337 jeklindedir. Soz konusu mecmuada §ah I. Abbas vakfiyesinden bajka eserler de yer almaktadir. Bunlarin ilkinin bajligi Risale-yi Tevhid Imam-i Cin ve'l-Ins Ali b. Musa er-Riza/Cinlerin ve Insanlarin Imami Ali b. Musa er-Rtza'ntn Tevhit Risalesi adini tajimakta olup Fars^adir. Bu eser kirk iki varaga yayilmijtir.
Akabinde §ah I. Abbas vakfiyesi yer almijtir. Vakfiyeden sonra Risale-yi Kefaret/Kefaret Risalesi adiyla on varaga yayilmij olan Fars^a bir bajka eser bulunmaktadir. Bu eserin peji sira iki varaga yayilmij olan Arap^a Duau Ehli Beyti'l-Ma'mur elleziNezele bihi Cebrail ala Resuli 'llah Salla'llahu aleyhi ve alih/Cebrail 'in Resulullah 'a Nazil Olup Getirdigi Ehli Beyti 'l-Ma'mur Duasi yer almijtir. Bu duadan sonra Nusha-yi Fusus-i Suleymaniye/Sulaymaniye Fususu Nushasi adiyla yirmi u^ varaga yayilmij Fars^a bir esere yer verilmijtir.
Akabinde gelen eser bajliksiz olup sekiz varaga yayilmijtir. i^eriginden Allah'a Fars^a bir munacat oldugu anlajilmaktadir. Sonrasinda istinsah edilmij olan yazi ise bajliksiz bir ilahinamedir ve ayni jekilde munacat oldugu gorulmektedir. Onceki yakarijin aksine bajlik yerinde min Imlai'l-fadili'l-kamilMevlanaMuhammedBakirkaddese'llahu ruhehu/Faziletli
105 Dang kelimesi bir ^eyden hisse anlamana geldigi gibi, 1/6 hisse/pay anlamina da gelmektedir. Bkz., Hasan Amid, Ferheng-i Farsi-yi Amid (Tahran: Rah-i Ru^d, 1389), 512.
106 Yelfani, "Berresiye Mevkufate Hazrete Abdulazim", 171-172.
107 Meryem Kazimi Deligani, "ikdamate imraniye §ahane Safavi Der Atabate Aliyat" Tarihe Islam 8 (1386), 72. §ah I. Abbas'in tesis ettigi ba^ka vakiflar bulunmakla birlikte makalenin smirlarini a^mamak adina onlari zikretmekten imtina ediyorum. Ayrinti i^in kaynak^ada belirtilen ilgili eserlere muracaat edilebilir. Ozellikle Mcchesney'in zikredilen makalesi vakiflar hakkinda
_ metodolojik tarti^mayi i^ermesi a^isindan ^ok kiymetlidir.
ve kemal sahibi Mevlana Muhammed Bakir'in yazdiklarindandir Allah ruhunu kutsasin yazisina yer verilmijtir. Fars^a yazilmij olan bu yakarij bej varaga yayilmijtir.
Bu yakarijin ardindan Muhammed Bakir b. Muhammed Taki adinda birinin yazdigi anlajilan ve Kerbela mezalimine ijaret eden Fars^a bir anlati yer almijtir. Bajliksiz olan bu anlati alti varaga yayilmijtir. Daha sonra yer verilen eser ise Risale-yi Firistaden-i Me'mun Hazret-i Imam Riza Aleyhi's-Selam/Me'mun'in Imam Riza Aleyhisselami Gönderi^i bajli-giyla Fars^a yazilmij ve yedi varaga yayilmijtir. Akabinde Vasiyye-ti Hazret-i Emir Haris b. E§ter/Hazret-i Emir Haris b. E^ter'in Vasiyeti bajligi altinda yer alan, Fars^a ve elli iki varaga yayilmij olan bir bajka eser yer almaktadir. Söz konusu vasiyet akabinde Risale-yi Sahib-i Nefs/Nefis Sahibi Risalesi bajligiyla yer verilen eser, on dört varaga yayilmij olan Fars^a bir eserdir. Mecmuada yer alan son eser isimsiz ve Fars^a olup yirmi dört varaga yayilmijtir.
Mecmuaya ilijkin önem arz eden mevzu tarihinin tespitine ilijkindir. Bunu ilk olarak müstensih Muhammed Kerim bin Ismail el-Kadi'nin kim oldugunu tespitle bajlayabiliriz. Zira §ah I. Abbas vakfiyesinde bir tarih verilmijse de ajagida belirtilecegi üzere, bu tarihlen-dirmenin tüm vakiflara tejmil edilmesinin mümkün olmadigi anlajilmaktadir. Dolayisiyla jahin tüm vakiflarini bir araya getiren bu belgenin tanzimi önem arz etmektedir. Müstensihin kim olduguna dair herhangi bir fikir yürütecek ipucuna sahip degiliz. Ancak mecmuada yer alan bilgilerden hareketle bazi tahminlerde bulunmak mümkün görünmektedir.
Buna göre, mecmuada yer alan son eser olan isimsiz eserin sonunda Muhammed Kerim bin Ismail el-Kädi'nin ismi müstensih olarak yazdigindan, mecmuadaki diger eserlerin de onun tarafindan istinsah edildigi tahmin edilebilir. Ancak mecmuada kendisine dair herhangi bir bilgi yer almadigindan hangi dönemde istinsah edildigi hemen anlajilmamakta-dir. Mecmuadaki diger eserlerden, isminin tespitinde oldugu gibi bu anlamda da yararlanmak mümkündür.
Nitekim Haris b. E^ter'in Vasiyeti'nin sonunda 5 Rebiülevel 1095/21 §ubat 1684 tarihine yer verilmijtir. Benzer bir tarihlendirme Mevlana Muhammed Bakir'in yazdiklarindandir denilen ilahinameden evvel yer alan isimsiz yakarijta da 15 Ramazan 1097/5 Agustos 1686 jeklinde yer almaktadir. Dolayisiyla vakfiye istinsahinin 1684-1686 yillarina yakin tarih-lerde yapildigini söylemek mümkündür. Bize göre söz konusu istinsah 1698 yilindan önce olmalidir. Zira yakarijta adi ge^en Mevlana Muhammed Bakir'in ve bu yakarijin ardindan gelen Kerbela anlatisinin yazari Muhammed Bakir b. Muhammed Taki'nin ayni kiji oldugunu ve bu kijinin de XVII. yüzyilin mejhur alimi Muhammed Bakir b. Muhammed Taki b. Maksud Ali el-Meclisi108 oldugunu düjünmekteyiz. Öyleyse mecmuada onun ölmüj oldugunu gösteren merhum, magfur gibi herhangi bir kaydin yer almamasi, mecmuanin Muhammed Bakir b. Muhammed Taki hayatta iken istinsah edildigini düjündürmektedir. Ayrica diger eserlerin aksine isimsiz olup kime ait oldugu belli olmayan ve i^erisinde 15 Ramazan 1097/5 Agustos 1686 tarihi verilen yakarijin, bizzat müstensihe ait oldugu düjünülebilir. Isimsiz yakarijin müstensihe ait oldugu kabul edildiginde tüm mecmuanin, dolayisiyla vakfiyenin §ah I. Abbas'in ölümünden en az elli yil sonra istinsah edildigi ortaya ^ikmij olur.
Vakfiyenin tek nüshasi bu degildir. Örnegin Veli Kulu b. Davud Kulu §amlu vakfiyeyi bu
108 XVII. yüzyilda Safavi §iiligmm önde gelen ulemasmdandir. Bk. Mustafa Öz, "Meclisi, Muhammed Bakir", Türkiye Diyanetislam Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayinlari, 2003), 28/253-255.
nüshadan evvel istinsah etmijtir. Daha evvel ijaret edildigi üzere §amlu, vakfiyeye mejhur kronigi Kisasü'l Häkäni de yer vermijtir. Mecmuadaki vakfiyenin aynisi olan vakfiyede tarih 1013/1604-1605 olmasina ragmen müellif vakfiyeyi bir yil sonraki hadiseler içerisinde zikretmijtir. Çamlu'nun eseri yazmayi 1666-67 yilinda bitirdigini düjündügümüzde vakfiyenin mecmuaya bu eserden veya bajka bir kaynaktan alinarak istinsah edildigini söylemek mümkündür.
Vakfiyenin Içerigi
Farsça yazilmij olan vakfiyenin ilk bölümü tipki Osmanli vakfiyeleri gibi Allah'a hamd ve Hz. Peygambere salât ve selâm ile bajlamaktadir. Hz. Peygambere salât ve selâm kisminda onun âline de salât ve selâm kaydedilmijtir. Âl içerisinde Hz. Ali'ye özellikle deginilerek onun bazi hususiyetleri yazilmijtir. Bunlar arasinda Hz. Ali'nin müttakilerin imami, Hz. Resul'ün nefsi, cennet ve cehennem ehlini ayirt edecek kiji, Uhud ve Hayber sahibi oldugu, ona bag-lananlarin kurtuluja erecegi, ona düjmanlik edenlerin hüsrana ugrayacagi yer almaktadir. Vakfiye metni, Hz. Ali'nin sulbünden olan imamlara salât ve selâm ile devem etmektedir.109
Sonrasinda vakfiyede, âhiret inancini hatirlatici ve hayri tejvik edici bazi Kur'ân ayetleri zikredilmijtir. Osmanli vakfiyelerinde bu kisimda "Insan ölünce rç jey dijinda ameli kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden faydalanilan ilim ve kendisine dua eden hayirli evlat" jeklinde bilinen hadisin metnine yer verilmekteyken bu vakfiyede söz konusu hadis bulunmamak-tadir. Vakfin neden kurulmasi gerektigine dair fikri alt yapiyi hazirlayan ayet ve açiklama-lardan sonra §ah I. Abbas'in çejitli özellikleri metne ilijtirilmijtir. Buna göre o, pâdijâh-i Islam-penâh, Allah tarafindan galip kilinan orduyla desteklenen, kendisi Hz. Peygamberin asitanesinin topragi olan, on iki imamin hak mezhebini yayan, Hz. Ali'nin muhlis gulami, itret-i Resul'ün kölesi, din ilmî havzalarinin kiliçli ve oklu hâmisi, iman ehlinin yardimcisi, Nebevî ve Alevî nesebin sahibidir.110
Bu tavsiflerden sonra §ah I. Abbas'in kurdugu vakiflar siralanmaya bajlamijtir. Ilk kisimda zikredilen vakif, Hz. Peygamberin Medine'de ve Hz. Ali'nin Necef'te bulunan türbeleri için tesis edilen olmujtur. Buna göre bajkent Isfahan'da bulunan Nakj-i Cihan Meydani kervansarayinin tamami, meydanda bulunan çarji ve etrafindaki Hammâm-i §âhî olarak bilinen hamami §ah I. Abbas tarafindan vakfedilmijtir. Bu beyanin yazildigi satirlarda kendisinden Hz. Ali'nin köpegi diye söz edilen jah, vakif jarti olarak mevkufât kiralarindan elde edilecek gelirin yarisinin Medine'de ikamet eden Hüseyni seyyidlere verilmesini iste-mijtir. Kadin erkek ayirt edilmeksizin yapilacak bu yardimlardan istifade edecek olanlarin kurumsal herhangi bir gelirinin olmamasi gerektigi belirtilmijtir. Ayrica Hüseyni seyyidler-den olsa dahi, vakif mürtezikasi sayilabilmesi için On Iki Imam Çia'si olmasi gerektigi jartlar arasinda yer almijtir.111
Kadin mürtezikalar için zikredilen jart, bu yardimi evlenene dek alabilecekleri jek-
109 §ah Abbas Vakfiyesi YazmaNüshasi (Bundan sonra §AVYN), 1. (Yazma varaklari üzerinde sahife numaralari yer aldigindan, varak göstermektense sayfa yerlerini belirtmeyi uygun buldum.)
110 ?AVYN, 2.
__111 ?AVYN, 3-4.
lindedir. Erkekler için bu nevi bir jart kojulmamijtir. Yukarida zikredilen jartlarin aynisi Necef jehri sakinleri için de vakfiyede yer almijtir. Vakfiyenin ikinci kismina göre §ah I. Abbas, Isfahan'da veya bajka bir yerde kendi jer'î mülkiyetinde bulunan kervansaray ve gayrimenkullerin, mülklerin, arazilerin, bahçelerin, degirmenlerin, nehirlerin ve kanallarin gelirlerinin yarisini On Dört Masum için vakfetmijtir. Erkek ve kadinlara maddi destek ödenegi saglayacak olan vakiftan yardim alacak jahislarin, Sâdat-i Fatima ve §iî olmalari jarti zikredilmijtir. Kadin mürtezikalar için yukarida zikredilen jart tekrar edilmij, bu yardimi evlenene dek alabilecekleri belirtilmijtir. 112
Asil gelirin dörtte biri ise §iî, seyyid, kadin/erkek olup olmamasini ayirt etmeksizin iman ehli kijilere tahsis edilmijtir. §ah, gelirinin tamamini vakfetmemijse de vakfiyede kendinden sonra, zikredilen mevkufatin diger yarisinin da ayni jartlarla vakfedilmesini jart kojmujtur. Ayrica, gelirlerin ilk önce vakif mülklerinin onarimi, gelijtirilmesi, ekilmesi için harcan-masi jart kojulmuj, bunlar yapilmadikça bir dinarin dahi kimseye verilmemesi istenmijtir. Zikredilen bir diger jart ise vakfin tevliyetinin §ah I. Abbas'a tahsis edilmij olmasidir.113
Vakfin bir diger jartina göre §ah I. Abbas'tan sonra saltanata geçen kiji tevliyeti deruhte edecektir. Vakif ödeneklerinin arttirilip azaltilmasi mütevelliye bagli olacak, mütevelli gelirlerden cihet giderleri ve öjür çikarildiktan sonra kalan paraya dokunmayacaktir. Bunu yaparsa Imam Hüseyin'i üzecegi ve Allah karjisinda mahcup olacagi hatirlatilmijtir. Vakfi iyi yönetmesi durumunda ise Allah katinda övülecegi belirtilmijtir. 114
Vakfiyenin ^üncü kismi ise ve ha du ifadesiyle bajlamijtir. Yukarida bahsi geçen arazi, emlak, bag, imaret ve diger mevkufatta tüm kadin ve erkek Müslümanlar §ah Abbas ile yari yariya (hi'l-münäsefe der ân §erîkend) ju hususlarda ortaktirlar: Buralardan geçenler söz konusu yerlerde namaz kilabilecek, abdest ve gusül alabilecek ve ihtiyaç sahipleri su alabilecektir. Ancak jer'î olmayan yerlerde bu sularin kullanilmayacagi belirtilmij, hamam ijletmecilerinin bu sulari mevkufat içinde bulunan hamamlar haricindeki hamamlarda kullanmalarina izin verilmemijtir. Vakfiyede bu jartlar zikredildikten sonra mevzuya bahis mevkufata tamah eden padijahlara beddua edilmijtir. Sonrasinda salât ve selâm ile bu kisim bitirilmij, vakif için 1013/1604-1605 tarihi kaydedilmijtir.115
Bu nevi bir kayit Osmanli vakfiyelerinde vakfiyenin bittigi anlamina gelmekteyken, §ah I. Abbas'in vakfiyesinin ve ayzen vakaf (ayni jekilde vakfetti) ifadesiyle devam ettigi görül-mektedir. Buna göre, zikredilen vakif jahin atlarini, inek ve koyunlarini kapsamaktadir. Vakfin jartina göre zamanin jahlari bunlar üzerinde mutlak bir tasarrufa sahip olamayacak ve hiç kimse söz konusu hayvanlari alip satamayacak ve bagijlayamayacaktir. Eger bunlardan istifade etmek isteyen bir jah olursa, jer'î bir hilenin karijtirilmamasi jartiyla savaj vb. du-rumlarda kullanilabilecektir. Kullanima uygun olmayanlar satilabilecek ve elde edilen gelir masum imamlari ziyaret edenlere sarf edilecektir.116
Vakfiye bu açiklamadan sonra yine ve ayzen vakaf (ayni jekilde vakfetti) ifadesiyle devam
112 ÇAVYN, 5-6.
113 ?AVYN, 7.
114 ?AVYN, 8.
115 ?AVYN, 9-11.
116 ?AVYN, 11-12.
etmijtir. Buna göre §ah I. Abbas, erkek ve diji, hadim edilmij/edilmemij tüm atlarinin, de-velerinin, koyun ve sigirlarinin yani sira sahip oldugu tüm mücevherlerini, süs ejyalarini ve gümüjlerini Ali b. Ebi Talib türbesine vakfetmijtir. §ahin bunlarla ve altin ejyalarla Imam Ali türbesinin üzerine dört süslü kubbe yapip yerlejtirecegi belirtilmijtir. Kendinden sonra gelen padijahlar bu mücevherlere el sürecek olursa, Hz. Ali'nin kanini i<^mij gibi günahkar olacaklari belirtilmijtir. Ayni jekilde §ah I. Abbas'in kendine ait tüm ^ini ve benzeri degerli ejyalarinin yani sira büyük ve kü^ük hali ve kilimlerini Erdebil'deki §eyh Safiyuddin türbesine vakfettigi belirtilmijtir.117
Sonrasinda vakiftan hasil olan ecrin taksimati yapilmijtir. Buna göre, vakfiyenin ilk kismi diye belirttigimiz bölümde Hz. Peygamber ve Hz. Ali i^in tesis edildigi belirtilen vakfin sevabi §ah Tahmasb, §ah Ismail ile annesi Fahrü'n-Nisa Begüm'e tahsis edilmijtir. On Dört Masum vakfindan Hz. Hasan i^in yapilan vakfin sevabi Sultan Hasan Mirza'ya, Hz. Hüseyin i^in yapilan vakfin sevabi ise §ehzade Sultan Hamza'ya tahsis edilmijtir. Diger masumlar i^in kurulan vakiflarin sevabi ise kutbu'l-evliya ve'l-arifin §eyh §ah Safiyuddin'e ve tüm Safaviyye nesillerine tahsis edilmijtir. Ancak §ah Tahmasb'a edepsizlikte bulunan Ismail Mirza ve Haydar Mirza bunun dijinda tutulmujtur. 118
Bu durum, §ah Tahmasb'in 1574 yilinda hastalandigi esnada jehzadeler ve Kizilbaj Türkmenler arasinda vuku bulan mücadeleler neticesinde §ah Tahmasb'in 15 Safer 984/14 Mayis 1576 zehirlenerek öldürülmesiyle ilijkili olmalidir. Zira onun ölümü akabinde Ustaclular'in destegiyle oglu Haydar Mirza tahta ge^mij, ancak Avjar, Rumlu ve Türkmen beylerinin muhalefet göstermesi üzerine tahttan indirilmij ve II. Ismail tahta ^ikarilmijtir.119 Kendi babasina hürmetsizlikte bulunmayan Sultan Ahmed Mirza bu nedenle, söz konusu hayir dairesine dahil edilmij, §eyh Safi'nin postuna hürmet göstermeyen Sadreeddin Han ve §ah Beg de hayirdan mahrum edilenler arasinda zikredilmijtir.120
Ayrica mevkufattan istisnalar kaydedilmijtir. Bunlar keniz, gulam gibi köle sinifindaki-ler ve §ah tarafindan bu kimselere verilen mücevher ve altinlardan mütejekkildir. Vakfiyede bu hediyelere hi^bir padijahin müdahale hakkinin olmadigi vurgulanmij, bunu yapanin Imam Hasan ve imam Hüseyin'in katline ortak olacagi ifade edilmijtir.121 Son olarak vakfiye hitaminda padijaha ait cebehanedeki evlerden jer'i olarak vakfedilmeye uygun olanlarin tümünün vakfedildigi belirtilmijtir.122
Vakif mütevellisi, vakfi, zamanin jartlarina göre (maslahat-i vakt) idare etmelidir; dola-yisiyla mevkufatin satim veya kira edilme ihtiyaci dogacak olursa bunu yapabilecegi anlajil-maktadir. Padijaha yakin hi^ kimse, vakif olarak zikredilen hayvan, mücevher, altinlardan bir jey alamayacak veya satamayacaktir. Ayni jekilde bajkasinin vasitasiyla bunlardan birinin yarari padijaha ulajtirilmayacaktir. Zamanin padijahi, tevliyet yetkisi dijinda, vakfedi-lenlerden hi^birinde tasarruf sahibi sayilmayacaktir. Bajka bir vakif ve jart zikredilmeyen
117 ?AVYN, 12-13.
118 ?AVYN, 14-16.
119 Tufan Gündüz, "Tahmasb", Türkiye Diyanetislam Ansiklopedisi (Istanbul: TDV Yaymlari, 1998), 39/415.
120 ?AVYN, 16.
121 ?AVYN, 17.
__122 ?AVYN, 17-18.
vakfiye herhangi bir tarih dujulmeden burada sona ermektedir.11
soNug
Yukarida ^izilen panoramadan, vakif muessesinin Safavi hanedani i^in, henuz devletlejme ger^eklejmeden evvel de ne kadar muhim oldugu ve bir ol^ude kurumsallajtigi anlajilmakta-dir. Bu ^er^evede, devletin kurucusu §ah Ismail'den itibaren vakif muessesesinin onemli bir kurumsallajma sureci i^erisinde oldugu gorulebilmektedir. Bu kurumsallajma §ah I. Abbas doneminde zirveye ulajmijtir. Ijaret edilmesi gereken hususlardan bir digeri, vakif muessesinin Safavi hanedaninin Iran cografyasini §iilejtirme siyasetinde, ulema ile olan organik bag-larinin teminine yardimci oldugudur. Vakiflar araciligiyla, yerli ulemanin yani sira, ozellikle Cebel-i Amul'dan go^up buraya yerlejen ulema i^in medreseler ve bu medreselerde vazifeler tahsis edilmijtir.
§ah I. Abbas vakiflari, kroniklerde yer alan vakfiyelerinde, farkli tarihlerde ve kimi zaman mevkufat ve cihetleri birbirinden kopuk gibi anlatilmaktadir. I^erigini ele aldigimiz vakfiye ve kroniklerin zikrettigi veriler mukayese edildiginde, tarihlendirmede ve mevkufat tayininde benzerliklerin yani sira farklarin da oldugu anlajilmaktadir.
§ah I. Abbas vakif muessesiyle Isfahan ve Mejhed gibi jehirlerin hayat bulmasini sag-lamijtir. Nakj-i Cihan Meydani ve etrafinda jekillenen kulliye, jahin Mejhed'te meydana getirdigi §ii kultunden daha dunyevidir. Ancak Safavi tebaasi, uhrevi bir katilgahda veya dunyevi bir meydanda kumelenerek §ah I. Abbas ve haleflerinin siyaseti etrafinda bir muta-bakata varmijtir.
§ah I. Abbas, vakif muessesesinin, Safavi hanedaninin mejruiyet argumanlarina hizmet edecegini dujunerek bu yonde bir kurumsallajmaya buyuk onem vermijtir. Kurdugu vakiflar onu §iiligin kutsal motiflerine yakin gostermij, adeta saltanatin dunyevi marazlarindan uzak tutmujtur. Kendi mulkundeki hemen hemen her jeyi vakfederek olujturdugu sembolik dili bu baglamda okumak mumkun gorunmektedir.
§ah I. Abbas'in i^erigini zikrettigimiz vakfiyesinin, Osmanli selatin evkafinin vakfiyeleri ile mukayese edildiginde, inja sanati a^isindan ciliz kaldigini soylemek gerekmektedir. §ah tarafindan ^ejitli vesilerle muhtelif tarihlerde tesis edildigi anlajilan vakiflarin vakfiyede tek bir vakifmij gibi tanzim edilmesi, vakfiye i^erisindeki farkliliklarin giderilmemesi, <= tarihlendirme yapilmamasi, vakfedilen arazilerin net olarak zikredilmemesi ve sinirlarinin g belirtilmemesi gibi hususlar Osmanli selatin evkafinda degil, Osmanli tebaasindan zengin £ bir vakifin vakfiyesinde dahi rastlanilmayacak turde kusurlardir. ^
Bunun yani sira, Osmanli selatin evkafinda padijahlarin vakif uzerindeki tasallutlarinin, ele alinan vakfiyede goruldugu jekilde hissettirilmedigi gorulmektedir. Her ne kadar §ah I. S Abbas jahlarin tevliyet yetkilerini bazi jartlara baglamij olsa da vakfin/vakiflarin kendisi, J jahlarin kamusal alandaki temsiliyetlerini bariz bir jekilde ortaya koymaktadir. Bu baglamda, £ bir Osmanli padijahi vakfiyenin girij kisminda vakif olarak ovuldukten sonra vakfiyenin
123 ?AVYN, 18-19. _
geri kalan kisminda gorunur olmazken, §ah I. Abbas kendi vakfiyesinde hemen hemen her sayfada kendini gostermektedir. Soz konusu gostermenin en iyi orneklerinden biri, hayrin taksimati yapilirken Safavî hanedani içerisinden bazi isimleri zikrederek onlari diçarda tut-masinda ortaya çikmaktadir. Birçok taht mucadelesi atlatan Osmanli hânedaninin kurdugu vakiflarda bu nevi bir guç gosterisinin yapilmadiginin altini çizmek gerekmektedir.
Vakiflarin çah iktidarinin sembolik bir tezahuru oldugunun gostergelerinden bir digeri ise vakif mutevelliligi hususunda ortaya çikmaktadir. Osmanli sultanlari kurduklari vakiflarin tevliyetini harem agalarina birakmaktayken, §ah I. Abbas ele aldigimiz vakfiyesinde zikredilen tum vakiflarin mutevellisi olarak kendini ve halefi çahlari içaret etmektedir. Vakfiyedeki dilin imledigi hemen hemen her durak, Safavî iktidarinin vakif muessesesi bag-laminda araçtirilmaya deger oldugunu gostermektedir.
Ara^tirma & Yayin Etigi: Bu makale, en az iki kor hakem tarafindan incelenmi^ ve iThenticate taramasiyla intihal ve benzerlik raporu olu^turulmu^tur. Makale, ara^tirma ve yayin etigine uygundur.
Etik Beyani & Çikar Çati^masi: Bu makalenin yazari çikar çati^masi bildiriminde bulunmami^, makalenin hazir-lanma surecinde bilimsel ve etik kaidelere uyuldugunu ve yararlanilan tum çali^malara atifyapildigini beyan etmi^tir. Açik eri^imli bu makale, CC BY-NC 4.0 lisansina sahiptir.
Research & Publication Ethics: Two or more blind peers reviewed this article, and an iThenticate scan generated a report for potential plagiarism and similarity. The article complies with research and publication ethics. Ethical Declaration & Conflict oflnterest: The author of this article declares no conflict of interest, and the article follows scientific and ethical principles and cites all the sources appropriately. This is an open-access article under the CC BY-NC 4.0 license.
KAYNAK^A
Abdullah!, Nurullah - Kecbaf, Ali Ekber. "Mefruiyyete Safaviyan u Padifahiye Nadir". Pejohi^nameye TarihnameyiIran BadezIslam 3/6 (1392), 117-138.
Ahmed!, Nüzhet. Der Bäbe Evkäfe Safavi. Tahran: Merkeze Pejohife Kitabhane, Muze u Merkeze Isnade Meclise ^uraye Islami, 1390.
Ahmedi, Nüzhet. "Nihade Vakf Der Devreye Safavi". Mutalaate Tarihe Islam 4/15 (1391), 41-56.
Amid, Hasan. Ferheng-iFärsi-yi Amid. Tahran: Rah-i Rüfd, 1389.
Aydogmufoglu, Cihat. "§ah Abbas (1587-1629) Devrinde Iran da Sosyal ve Kültürel Hayat". Türk Dünyasi Incelemeleri Dergisi 11/2 (01 Ekim 2011), 261-276.
Aydogmufoglu, Cihat. §ah Abbas ve Zamani. Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2011.
Azimi, Habibullah - Kusikaho, Muhsin. "Berresiye Tahliliye Fihristhaye Isnad Der Iran Devreye Safaviyye u Kacar". Fasilnameye Gencineye Isnad 23 (1392), 26-39.
Babayi, Mecid Haci - Aslani, Ibrahim. "Bazfinasiye Teamule Ruhaniyet u Safaviyan". Tarihe Iran 5 (1388/2009), 27-46.
Bahfiustad, Musa Riza - Ahmedi, Nüzhet. "Tesire Ilmiye Medaris Der Asre Safaviyye". Pejohi^nameye Tarihe Islam 3/11 (1392), 7-27.
Bahfiüstad, Musa Riza - Rizayi, Ramazan. "Nakfe Medaride Asre Safaviyye Der Gosterife Tefeyyue Duvazde Imami". Edyan u Irfän 47/1393 (1393), 215-234.
Bakiri, Ibrahim vd. Vakfe Selatin u Derbareyean. Kum: Sazmane Evkaf u Umure Hayriyye, 1397.
Balta, Samet. "Türkiye'de Safevi Tarihi Hakkinda Yapilan Qalifmalar Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi". II. Uluslararasi Avrasya ^ali^malari Sempozyumu: Avrasya'da Türkiyat ve Qarkiyat ^ali^malari. ed. Turgay Gökgöz - Onur Kili^er. 323-374. Istanbul: Demavend, 2018.
Bilgili, Ali Riza. Iran, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'da Osmanli Vakiflari (XVI. - XVIII. Yüzyillar). Ankara: Vakiflar Genel Müdürlügü Yayinlari, 2011.
Bilgili, Ali Sinan. "Iran'da Haci Bektaf Veli Evladindan Pir Saltuk Zaviyesi". Türk Kültürü ve Haci Bektag Veli Ara^tirmaDergisi 50 (2009), 57-76.
Caferi, Muhammed Ali - ^erefet, Emir Hüseyin. Vakf Der Ayineyi Asar Karnameye Menabie Peyrämune Vakf. Kum: Müesseseye Ittila Resaniye Islami, 1387.
Caferiyan, Resul. "Endifehaye Yek Älimi §ii Der Devlete Safavi: Ayetullah Ali Naki Kemrehi". HukumeteIslami 2/3 (1376), 108-140.
Qegini, Behruz Nevruzzade. "Mirza Hasan Beg Cenabezi u Kitabe Ravzatu's-Safaviyye". Tarih u Cografya 135 (1388), 87-95.
Qinar, Hüseyin - Koyuncu Kaya, Miyase. Vakiflar Kaynakfasi. Ankara: Vakiflar Genel Müdürlügü Yayinlari, 2015.
Daftary, Ferhad. §iî Islam Tarihi. çev. Ahmet Fethi Yildirim. Istanbul: Alfa Yayinlari, 2016.
Deligani, Meryem Kazimi. "Ikdâmâte Imraniye Çahane Safavî Der Atabate Âliyat". Târîhe Islâm 8 (1386), 67-80.
Ensarî, Mirza Muhammed Refi. Düsturu'l-Müluk. ed. Nobuaki Kondo. Tokyo: The Research Institute for Languages and Cultures of Asia and Africa Studies, 1397.
Erdebili, Dervij Tevekküli b. Ismail Ibni Bezzaz. Safvatu's-Safâ. Tehran: Tabej, 1373.
Fethullahpur, Perviz. "Ruhaniyane Çia Der Iran Ilele Nufuz u Iktidar". Fasilnameye Qiaçinasî 2/6 (1383), 127-153.
Figveroa, Don Garcia de de Silva. Sefernameyi Don Garcia de de Silva Sefire Ispanya Der Derbare §ah AbbaseEvvel. çev. Gulam Riza Semii. Tehran: Müesseseye Pijgam, 1363.
Gündüz, Tufan. "Tahmasb". TürkiyeDiyanetIslam Ansiklopedisi. 39/413-415. Istanbul: TDV Yayinlari, 1998.
Gürkan-Anar, Ayjegül Damla. "Safevi Çahlarinin Baniligi Üzerine Bir Degerlendirme". Iran Çaliçmalari Dergisi 1/1 (30 Haziran 2017), 117-143.
Ilhan, Avni. "Gaybet". Türkiye Diyanet Islam Ansiklopedisi. 13/410-412. Istanbul: TDV Yayinlari, 1996.
Kartaloglu, Habib. "Batili Arajtirmacilara Göre Safevi Iran'a Çii Ulemâ Gaç^'. Turkish Journal of Shiite Studies 1/1 (30 Haziran 2019), 25-48.
Kazvini, Kadi Ahmad b. Muhammed Gaffari. Târîh-i Cihân Arâ. Tehran: Kitabfurujiye Hafiz, ts.
Kecbaf, Ali Ekber vd. "Erzyabiye Hukuke Malikiyet Der Devreye Safavi (Ba Tekkiyeye Arae Dagles Nors Nonhadgera)". Camiaçinasiye Tarihî 9/2 (1396), 159-183.
Kondo, Nabuaki. "The Waqf of Ustad Abbas Rewrites of the Deeds in Qajar Tehran". Persian Documents: Social History of Iran and Turan in the Fifteenth to Nineteenth Centuries. ed. Nabuaki Kondo. 106-128. London-New York: Routledge Curzon, 2017.
Macmûa, [içerisinde Çah I. Abbas Vakfiyesi], Kitâbhâne-yi Meclis-i §ûrâ-yi Millî, Çumâre-yi Defter: 14337.
Mazlumi, Farbod. "Osmanlilarin Iran'daki Vakiflari". IraniyatDergisi 1/1 (2016), 38-53.
Mcchesney, Robert, D. "Vakf u Siyâsete Milli der Devreye Safaviyye: 1011-1023/1602-1614". çev. Kiti Imadzade. Mirase Cavidan 15/57 (ts.), 102-122.
Moazzen, Maryam. Shi'ite Higher Learning and the Role of the Madrasa-yi Sultäni in Late Safavîd Iran. Toronto: The University of Toronto, Near and Middle Eastern Civilizations, Doktora Tezi, 2011.
Natanzi, Mahmud b. Hideyatullah Afujtei. Nekävetu'l-Asâr fî Zikri'l-Ahyâr Der Târîhe Safavîyye. Tahran: Çirkete Intijarete Imi u Ferhengi, 1373.
Nevayi, Abdulhuseyn- Ahmedi, Nüzhet. "Sahtare Nihade Vakf Der Asre Safavi". Fasilnameye Ilmî Pejohiçye Ulume InsanîDaniçgahe Zehra 12/43 (1381), 21-42.
Öz, Mustafa. "Meclisi, Muhammed Bâkir". Türkiye Diyanet Islam Ansiklopedisi. 28/253-255. Ankara: TDV Yayinlari, 2003.
Öz, Mustafa. "Mûsâ el-Kâzim". Türkiye Diyanet Islam Ansiklopedisi. 31/219-221. Istanbul: TDV Yayinlari, 2006.
Penahî, Abbas. "Divane Salare Safavî". Tarih u Cografya 8/112 (1386), 52-55.
Quinn, Sholeh. "The Dream of Shaykh Safi al-Din and Safavîd Historical Writing". Iranian Studies
29 (1996), 127-147.
Quinn Sholeh. §ah Abbas Irani Yeniden §ekillendiren Hükümdar. çev. Zeliha Yilmazer (Istanbul: Vakifbank Kültür Yayinlari, 202.
Rahimîfer, Mihnaz - Saidaf, Abdülkahhar. "Mevki'iyete Ictimâye Vâkifân der Asre Safavîyye be Esnâde Vakfnâmehâ". Fasilnâmeye Pejohipye Târîh Ferheng u Temeddüne Islâmî 4/12 (1392) (ts.), 41-70.
Rizaî, Umid. "Delayili Beraye Ademe Itibar Vakifnameye Muvarreh 1271 H. K.". Arrive Milli 2/9 (1396), 54-67.
Safipur, Ali Ekber. "Vakifnameye Nafinahte Ez Devrane légale Tebriz Tevassute Osmaniyan Der Sale 998 Hicrî Kamerî". Tarih u Cografya 7/68-69 (1382), 142-154.
Semia, Mirza. Tezkiretul-Mûlûk. ed. Seyyid Muhammed Debirsiuakî. Tehran: Müesseseye Intifarate Emire Kebir, 1378.
Sevakib, Cihanbahf. "Berresiye Cayigah u Müellifhaye Tarihnivisiye Mahalliye Asre Safavî". Du Fasilnama PejohiçnamayeMahalliye Iran 2 (1392), 5-29.
Sifatgol, Mansur. "Menbafinasiye Pejohif Der Tarihe Tehavvulate Sahtare Diniye Iran Der Asre Safavî". Tarih u Cografya 11/37-38 (1379), 17-25.
Singer, Amy. lyilik Yap Denize At Müslüman Toplumlarda Hayirseverlik. Istanbul: Kitapyayinevi, 2012.
Singer, Amy. "Tapu Tahrir Defterleri and Kadi Sicilleri: A Happy Marriages of Sources". Tarih 1/1 (l99°X 95-125.
Stewart, Devin J. "Safevî Iran'a Âmilî Ulemânin Gö^ne Dair Notlar". çev. Habib Kartaloglu. e-Makalat Mezhep Araçtirmalari Dergisi 9/2 (30 Aralik 2016), 271-314. https://doi.org/10.18403/emakalat.282879
Sümer, Faruk. "Abbas I". Türkiye Diyanet Islam Ansiklopedisi. 1/17-19. Istanbul: TDV Yayinlari, 1998.
Çah Ismail. Hatâyî Dîvâni. haz. Muhsin Macit. Istanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Bafkanligi Yayinlari, 2017.
Çamlu, Velikulu b. Davudkulu. Kisasu'l-Häkänt. ed. Seyyid Hasan Sadat Nasirî. 2 Cilt. Tahran: Vezarete Ferhenge ve Irfade Islami, 1371.
Çatirî, Mufid - Arzumendan, Raziye. "Berresiye Revende Tegayyurate Nakf u Caygahe Mevkufate Zenan Ez Devreye Safavî Ta Asre Hazir (Mutalaaye Mevrudi Çehreistanhaye Bircend, Dermeyan, Serbife)". Zen Der Ferhgu Huner 4/1 (1391), 5-23.
Çehidî, Hamide. "Berresiye Revende Tegayyurate Nakf u Caygahe Mevkufate Zenan Ez Devreye Safavî Ta Asre Hazir (Mutalaaye Mevrudi Çehreistanhaye Bircend, Dermeyan, Serbife)". Zen Der Ferhgu Huner 4/1 (1391), 5-23.
Çehidî, Hamide. "Nakfe Vakf der Tevsi'e Âbî u Çeklgîriye Fezâhâye Çehrî Mefhed der Devreye Safavîyye". Mutalaate Tarihe Islam 7/25 (1394), 95-120.
Tabatabai, Hüseyin Müderrisi. Bergî Ez Tarihe Kazvin. Kum: Kitabhaneye Umumi Maraji Necefi, 1361.
Tabatabaiyan, Atiyye Sadat. "Vaziyete Evkaf Der Devreye Kacar Ba Tekkiye Ber Kevanine Meclis u Çikayate Vakifane Isfahan". Sohene Tarih 4/11 (1389), 154-228.
Talayi, Zehra. "Siyâsete Mezhebe Safaviyân u Peyâmede Ân ber Tevsi'eye Mevkûfâte Hareme Imâm Riza (as)". FasilnâmeyePejohiçhâye Târîhî 37 (1397), 129-152.
Tajkin, Osman, "Safevilerde Vakif Müessesi", Safeviler Kültür-Diplomasi-Toplum. ed. Mehmet Daglar Istanbul: Kitabevi, 2020, 115-145.
Taqhavi, Abed vd. "An Overview on the Basis of Urban Planning and Social Life of Safavid Cities". International Journal of Humanities 3/23 (2016), 1-13.
Werner, Christoph. Vaqf En Iran Aspects Culturels, Religieugs Et Sociauux. Paris: Association pour l'avancement des Études Iraniennes, 2015.
Yavuz Sultan Selim, Yavuz Sultan SelimDivani. çev. Ali Nihad Tarlan. Istanbul: Ahmet Halit Kitabevi 1946.
Yelfani, Ramin. "Berresiye Mevkufate Hazrete Abdülazim el-Hasani Der Devreye Safaviyân". Peçohiçnâmeye Tarih 6/21 (1389), 161-178.
EKLER: §ah I. Abbas Vakfiyesi Yazma Nüshasi
0020020107002001012731001601000210272002001627191901000002
Safavîlerde Vakif Müessesesínín Kurumsallaçmasi
HASAN HÜSEYIN GÜNE$
¿b rW'^o^j^vx!
"J'J^X:
toa*' ^
VA
V-. JL
J^j^VAÎbtw^ g,
jaJw^J
lür^A^í
MY
w
jL
¡s^.Lyyjjij.j , i, L?.
gAJíJli livu^^v
Sayi/Issue2 ■ Ekím / October 2021
Safavîlerde Vakif Müessesesínín Kurumsallaçmasi
HASAN HÜSEYÍN GÛNEÇ
__—_